Siyasetle bazı din adamları,imamlar, müftüler bir oy kapma, propaganda malzemesi haline getirilmiştir.Siyasette uzak tutulması gereken dinimiz, dinimizi halka anlatan din adamlarımız ibadethanelerimiz siyasetin odağı olmamalıdır.
Camiye, okula, kışlaya siyasetin sokanlar, sokturanlar, bilerek veya bilmeyerek Türk Milletine ve İslam Dinine zarar verdirmektedirler. Seçimlerde oy için kullanılmak istenilen din adamlarımızdan bazıları siyaseti camiye,dini ve ilmi kurumlara sokmaktan kaçınmamaktadırlar.
Kimileri camilere gelen siyasileri, bürokratları vaaz sırasında cemaate duyurmaktan, Suriyelilere yardım edilmesi gerektiğini söylemekten, halifeliği,ümmetçiliği savunmaktan geri durmamaktadırlar.
Parti toplantıların ve mitinglerine katılıp, bayrak sallayan din adamları kendilerine ve kutsal dinimize zarar vermektedirler. Parti binalarına rahatça girip ,çıkmaları, oralarda oturup çay içme hareketleri gözlerden kaçmamaktadır.
Seçimler yaklaşırken; adayların, aday adaylarının imamların bir kısmını yemeğe, tatlı yedirmeye çağırmaları hiç etik oluyor mu? Saygı duyulan din adamlarımızı, imamlarımızı rahat bıraksınlar. Onları, rencide etmesinler. Din adamlarımıza ve dinimize duyulan saygı ve sevgiyi yıpratmasınlar.
Hutbelerde ve vaazlarda dimimizin yasak ettiği, haram kıldığı konulara daha çok yer verilmelidir. Yıllarca aynı konular, hikaye bölümleri ısıtılıp ısıtılıp cemaate sunulmasın.Türk Milletine ve İslam Dinine zara verenleri,ülke üzerinde oynanan oyunları halkımız öğrenmelidir.
Camiler,sadaka toplama, hayır isteme yerleri olmamalıdır. Din adamlarımıza yardım toplatarak tahsildarlık görevi verilmesin.Bilhassa cuma günleri cemaatten camiler için, kuran kursları için, Diyanet Vakıfları için yardım istekleri cemaatin büyük bir kısmının hoşnutsuzluğunu ortaya çıkarmaktadır.
Yeni yapılan büyük şehirlerde ki camilerin giriş yerlerine Türkçe ismi neden yazılmıyor? Caminin ismi Arapça olarak yazılıp, bırakılıyor? Sanki, Arapça olunca her şey yoluna girecek,ülke kalkınacak, dertler bitecekmiş gibi dış güçlerin projelerin uygulamak isteyenlerin oyunlarının farkında değiller.
Dış güçlerin ülkemizde kurdurdukları ve destekler alan tarikatlar devletimizin, milletimizin ve dinimizin altını oymak için bütün güçlerini kullanmaktadırlar. Okulların ve eğitimin içine sızdırılan tarikatların büyük hedefi Türkiye Cumhuriyetini yıkmak, ülkeyi eyaletler bölmek sevdalarını sürdürmektedirler.
Din adamlarımızın saygınlığı kaybolmasın. Camiler siyasetin reklamını yapan yerler olmasın.Maddi durumları iyileştirerek,ek gelirler sağlayarak,umre ve Hac seferlerinde görevler verilerek ballı hale getirmeler din adamlarının kişiliklerini bozmasın. Birleştirici,kaynaştırıcı, çağın gerektiği şartları göz önünde tutucu, siyasetçilerin buyruğuna girmeyen, Hakkı ve halkı seven, haksızlıklar karşısında susmayan din adamlarına saygımız vardır.
İmamları 15 Temmuz kutlamalarına katılmayı mecbur edenler,Ak Parti’nin mitinglerine cami cemaatinin getirilmesini isteyenler,Gezi olaylarında yalan söylemediği için cami imamını sürgün edenler,müzikli klip yaptığı için bir imamı hizmetli olarak Mucur’a sürgün edenler,Ak Parti kongrelerine imamların katılımını sağlayanlar bu millete ve İslam dinine büyük kötülük yapmaktadırlar.
İşi öyle azıttılar ki cami avlusunda miting yapıp muhalefete hakaretler edilmekte ve yalanlar sıralanmakta ve haklı birbirlerine düşürmeye çalışmaktadırlar.
Maksadımız, din adamlarını küçük düşürmek, dini müesseseleri yıpratmak, dini öğreten kurumlara tepki koymak değildir. Menfaat için, birilerinin isteği için dinimize, din adamlarımıza zarar verenleri, istismarlarla yollarını bulanları teşhis etmek, kamu oyuna duyurmayı bir görev olarak görmekteyim.
