SIDIKLI-SARIYAHŞİ KÖPRÜSÜ Geçen hafta ilimiz komşularından Nevşehir’in Sıdıklı-Sarıyahşi ilçesi ile Kırşehir arasına, Hirfanlı Barajı üzerine 2007 yılında programlanan ve 13 Haziran 2011 tarihinde Karayolları tarafından ihalesi yapılarak yapımına başlanan, Sıdıklı-Sarıyahşi Köprüsü nihayet hizmete sunulmuş. Elbette köprüler, sosyo-ekonomik açıdan önemli bir işlev üstlenirler. Öncelikle kültürel alışverişi kolaylaştırırlar ama daha kısa erimli sonucu ekonomik alışverişi kolaylaştırmasıdır. Nitekim eski haliyle, Sarıyahşi merkez üzerinden gidilirse, Sıdıklı’dan Kırşehir’e 130 kilometre olarak ortaya çıkan yolun, yeni yapılan Sıdıklı köprüsü üzerinden gidilirse 35 kilometreye düştüğü ifade ediliyor. Bu da sözkonusu yörenin, kent merkezi olarak en yakın duruma gelen Kırşehir’e gidip gelmesine ve bir anlamda gayrıresmi olarak Kırşehir’e bağlanmasına yol açacaktır. Bölge milletvekillerinin de vurguladığı üzere, bu yatırımdan, Kırşehir’in belli bir ekonomik getiri beklentisi bulunmaktadır. Esas itibariyle, “yol medeniyettir” diye özetlediğimiz özdeyiş, ekonomik sistemin bir temel dayanağına işaret etmektedir. Ulaşılabilirlik, her durumda ekonomik karlılığı beslemektedir. Bu durum daha ilkçağda insan yerleşimlerinin kurulması aşamasında ortaya çıkmış, henüz ortaçağda ise yolların önemi iktidarlar tarafından hemen algılanmıştır. Marc Bloch, dev yapıtı “Feodal Toplum”da bu durumu şöyle açıklar: “Nüfus artışıyla birlikte güçleri artmaya başlayan, yeni oluşan veya eski durumlarını sağlamlaştıran iktidarlar, artık ufukları genişlediğinden yollara özen göstermektedirler. Yol olmadan hiçbir şey ifade etmeyecek olan kentsel burjuvazi, vergiler ve harçlar yoluyla, büyük miktarda gelir elde ettikleri ticaretin gelişmesiyle yakından ilgilenen krallık ve prenslikler, yollara aynı derece önem vermektedirler.” (Marc Bloch, Feodal Toplum, Çev.M.Ali Kılıçbay, Doğu Batı Yay., 4. Baskı, 2005, s.49) Gelişen ekonomik güçleri ile sarayın ve askeri sivil seçkinlerin iktidar tekelini paylaşmaya başlayan burjuvazinin ve vergileri yoluyla destekleri iktidarın yararı için yolların yapılması gerekiyordu. “Ticari büyümenin en önemli etkilerinden biri şehirlerin büyümesiydi. Ticaretin büyümesi devam ettikçe, yol kavşaklarında, nehir ağızlarında ya da toprak eğiminin elverişli olduğu yerlerde de şehirler oluştu… Paranın ve faizin doğuşu, kilise öğretilerini de etkiledi ve yeni bir gelişme aşamasına girerken inançlar, yasalar, kişisel ilişkiler değişti.” (Leo Huberman, Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla, Çev.Murat Belge, Dost Kitabevi Yayınları.3, Ekonomi/Tarih Araştırmaları Dizisi.1, Üçüncü Baskı, 1982, Ankara, s.23-48) Kuşkusuz yolları asıl iyileştiren etken, yol yapım ve bakım tekniklerindeki gelişmelerdir. Bu gelişim sayesinde, “12. Yy boyunca, Avrupa’nın bütün nehirleri üzerinde sayılamayacak kadar çok köprü kurulmuştur.” (Bloch, s.113-114) 12. yüzyıldan 21. yüzyıla yollar hep önemli olmuş, doğanın araya göl, nehir, deniz soktuğu yerlerde de yolların, köprüler olarak inşa edilmesine devam edilmiştir. Biz de ilimizin, yeni topraklarla buluşmasını sağlayan bu köprünün açılışı nedeniyle hemşehrilerimizin sevincini paylaşıyoruz. Yeter ki, inşa süreci, doğaya fazla hasar vermeden, getiri-götürü hesapları doğru yapılmış, gerçekten kamu yararı gözetilmiş yatırımlar olsunlar. Ayrı kalmaları önleyen her köprü, bu anlamda önemlidir.