Şan İle Şeref İle
“Ya İstiklâl, ya ölüm”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Bugün Milli Mücadele’nin yüzüncü yıl dönümü… Bugün “Şan İle Şeref İle” dolu bir yüzüncü yılın kutluyoruz. Milli mücadele; Türk milletinin destek verdiği, savaştığı, sonuna kadar yılmadan mücadele ettiği ve sonunda zaferle sonuçlanan bir savaştır. Bu şanlı zaferin sonucunda ise Cumhuriyet rejimi ortaya çıkmıştır. Bu mücadelenin aslında Türk milletine inanç ve güven yatmaktadır. Atatürk bir gazete söyleşisinde 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a çıktığında elinde hiç bir maddî kuvvetin bulunmadığını, sadece büyük Türk milletinden doğan ve vicdanını dolduran yüksek ve manevî bir kuvvetin olduğunu belirtmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu kuvvete o kadar inandığını; “Türk ufuklarından kesinlikle güneş doğacak, bunu adeta gözlerimle görüyorum” sözleriyle ifade etmiştir.
Aslında her zaman belirttiğimiz üzere Türk milletinin tarihi ne yüz yıllık ne de bin yıllıktır. Türk milletinin tarihi beş bin yıl ötesine dayanmaktadır. Tarihinden aldığı öğütlerle atalarının izinden giden bir milletin evlatları aynı ruh ve bilinçle hareket etmiş ve Türklerin asla tarih sahnesinden silinmeyeceğini herkese göstermiştir. Fıtrat değişmemiştir, kan aynı kandır. Asırlar önce Alparslan’ın, Metehan’ın, Fatih’in, göstermiş olduğu başarıyı Mustafa Kemal Türk milletiyle beraber göstermiştir. Şüphesiz bu vatanı kurtaranların Türk’ü, Kürd’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Alevi’si, Sünni’si yoktur. Bu vatanı seven herkes, milli mücadeleye yediden yetmişe katkı sağlamıştır. “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” sözünü o yıllarda herkes şiar edinmiş olup, bugünkü Türkiye’nin ve Türk milletinin mimarları onlardır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ise bu milletin başında olmayı, ülkeyi kurtarmayı ve yeni Türkiye’yi kurmayı Allah nasip etmiştir. O yüzden Mustafa Kemal’in siyasi oyunlara alet edilmemesi ve her Türk vatandaşının, inanan Müslümanların saygı duyması gerekmektedir.
Elbette ki bu mücadelenin görünen kahramanları olduğu gibi bir de görünmeyen kahramanları vardır. Milli mücadelenin kadın kahramanları bu zaferin görünmeyen yüzüdür. Vatan söz konusu olduğunda her şeyini ortaya koyabilecek cesarette olan bu kadın kahramanlarımız, hayatlarını bir kenara bırakarak ellerinden gelen ne varsa yapmışlardır. Bunlardan birisi Halide Edip Adıvar’dır. Kendisi usta bir hatip olmakla birlikte Milli mücadele döneminde Mustafa Kemal’le beraber görev yapmış ve halkı işgale karşı harekete geçirmek için yaptığı konuşmalarla zihinlerde yer etmiştir. Ayrıca savaş yıllarında Anadolu Ajansı’nın kurulmasında önemli rol oynamıştır. Bir diğer gizli kahramanımız Nezahat Onbaşı, hem kadın hem çocuk kahraman olmuştur. Annesiyle beraber cephede bulunan Nezahat Onbaşı, dokuz yaşından on iki yaşına kadar çeşitli cephelerde savaşmıştır. Milli mücadelemizin bir diğer kahramanı ise Erzurumlu Kara Fatma mahlasıyla bilinen Fatma Seher Erden hanımefendidir. Milli mücadele döneminde eşiyle beraber cephede bulunan Kara Fatma, 1919’daki kongre dönemlerinde özellikle batı cephesinde çeşitli görevlerde bulunmuştur.
Bu milletin kahramanlarını saymakla bitmez. Özellikle birkaç kadın kahramanımızı saymamın sebebi bu günlerde içinde bulunduğumuz anneler günü içindir. Kadınlarımıza ne kadar değer versek yine de haklarını ödeyemeyiz. Gelecek nesillerin devamı için anne yüreklerini ortaya koyan bu kadınlara şükranlarımı sunuyorum. Türk milletinde Halide Edip’ler, Nezahat Onbaşı’lar, Kara Fatma’lar asla yok olmayacaktır. Bu millet dünya durdukça yaşayacaktır. Bu vesileyle Milli Mücadelemizin Şanla Şerefle dolu yüzüncü yılını kutluyorum. Ne Mutlu Türk’üm Diyene!
Öğr. Gör. Mustafa ALTINTAŞ