Psikolojik Danışman Arıöz’den Bahar Yorgunluğu Bilgilendirmesi

8 Nisan 2022
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
182 defa okundu.
Psikolojik Danışman Arıöz’den Bahar Yorgunluğu Bilgilendirmesi

Kırşehir’ de Uzman Psikolojik Danışman, Çift ve Aile Terapisti olarak görev yapan Habibe Arıöz Bahar Yorgunluğu hakkında bilgilendirme gerçekleştirdi. Aröz açıklamalarında: “Baharda doğanın yeniden uyanması, doğuşu ile tüm canlılar gibi biz insanlar da bir coşku, canlılık hissederiz.Ancak bu canlılık ve neşeyle çelişik, bahar yorgunluğu, bahar depresyonu ortaya çıkabiliyor çoğu zaman. Biraraya gelenler dillendirdikçe ”aa bende aynı, bende de öyle” diyerek paylaşılan, bir halsizlik, keyifsizlik, yorgunluk hali.
Sabahları bazen erkenden uyanmalar, bazen de yataktan kalkmak istememeler, ”canım istemiyor, yorgunum, tembelleştim niyeyse” diye düşünülen, çoğumuzun yaşadığı bir hal yaşanıyor.
İlkbaharla birlikte,özellikle de psikolojik durumla ilgili çeşitli sağlık sorunlarında bir alevlenme olabilir.Mide, barsak sorunları, allerjik rahatsızlıklar, astım, migren, panik ataklar, depresif şikayetler, manik ataklar artarak, baharın sevincini, canlılığını gölgeleyebilir.Hatta öyle anlar olur ki, insan perdelerini çekip yatağında uyumayı tercih eder, güneşin doğması ve etrafı aydınlatmasını bile istemez olur.
Geçiş dönemlerinde, mevsimsel durumlara uyumumuzu, vücudumuzun biyolojik ritmi, yani iç saatimiz sağlar.”dedi.
Kırşehir’ de Uzman Psikolojik Danışman, Çift ve Aile Terapisti Habibe Arıöz bahar yorgunluğunu daha kolay atlatmak için şu önerilerde bulundu:
“ÇÖZÜM ODAKLI DÜŞÜNMEK: Öncelikle olayların nötr olduğunu hatırlayarak, duyguları olaylara verdiğimiz anlamların etkilediğini bilerek, olumlu düşünmek ve yorum yapmak üzere alternatif düşünceler üretmeli.Sorunu tespit ettikten sonra, daha fazla çözüm için düşünce üretmeye çalışmalı.
ÇALIŞMAK, KABUL ETMEK: Değiştirilebilecek şeylerde, çözüm için asla yılgınlığa kapılmadan cesaretle çalışmak. Çaresiz ve çözümsüz görünen konularda çözüm, çare her zaman istediğimiz şekilde olmayabilir. Bazen değiştirilemeyecek şeyleri olduğu gibi kabul etmek çözüm ve çaredir.
TECRÜBE EDİNMEK, ÖĞRENMEK: Yaşanan her zorluğu ”bundan ne öğrenebilirim?” sorusuyla karşılamak ve cevaplarıyla tecrübehanesine bir ekleme yapmak.
AFFETMEK, HOŞGÖRMEK: Hem kendimize, hem de diğer insanlara hoşgörülü ve bağışlayıcı olmak. Yaşamın, olayların, insanların zıtlıklarla birlikte olduğunu kabul etmek (Güzelle çirkin, iyiyle kötülük, aydınlıkla karanlık, mutlulukla mutsuzluk yanyana)
ŞÜKRAN DUYMAK, DOĞANIN BİR PARÇASI OLDUĞUNU BİLEREK YAŞAMAK: Elimizde olmayanlarla mutsuz olacağımıza, elimizde olanlarla mutlu olmayı bilmek. Bizim elimizde olan başkasında, başkasındaki de bizde olmayabilecektir.Bizde olandan da, onda olandan da mutluluk duymak için, yaşama, doğanın kurallarına uyum göstermek gereklidir. Ondaki iyi benim için de iyi, bendeki iyi onun için de iyi bilinciyle davranmalı. Hem birbirimize, hem doğaya yabancılaşmadan yaşama uyumlu olmak için, diğerine hizmet etmeyi kendine hizmet olarak bilmek ve mutluluğunu duymak gerekir.Mutluluğumuz doğayla iç içe olmaktan geçiyor.Öyleyse baharla birlikte siz de doğadaki canlanmaya ev ya da iş yerinize, balkonunuza bir kaç bitki, çiçek ekerek katılabilir, doğaya uyumlu yaşamanın yollarını bulabilirsiniz. Bakabileceğimiz bir hayvan edinmek doğaya uyumumuzu ve sevgimizi arttıracaktır. Kendi yaşam şeklimize göre kuş, balık, kedi, köpek veya başka bir hayvan bakabiliriz. Bitki ve hayvan bakımı ve sevgisi insanı harekete geçirir, yalnızlıktan kurtarır. Aynı zamanda doğayla sevgi bağımızın güçlenmesiyle beraber yaşama duyarlılığımız, havayı, yeşili, doğa ve mavi suları koruma içgüdümüz de artar.Bahar yorgunluğu ve depresyonunu doğayla kucaklaşarak, yaşama coşkusunu sevincini paylaşarak atlatabiliriz.
DENGELİ VE DÜZENLİ BESLENMEK: İnsanların ve diğer canlıların ne zaman, nerede, hangi mevsimde, neye ihtiyacı varsa doğa onu bilir.O bölgenin, o mevsimin yiyecekleri, o mevsimde tüm canlıların ihtiyaçlarına en iyi karşılık verebilecek besinlerdir. Özellikle yaşadığımız iklimde ve coğrafyada ne tür gıdalar varsa onları mevsiminde tüketmek doğaya uyumlu ve iyi beslenmek demektir.Mevsimine uygun çeşitli gıdaları tüketmek, tek yönlü besinlerle sınırlı kalmamak gereklidir.Bol su, süt, balık, meyve, sebze tüketilmeli.Enginar, ıspanak, çilek, havuç, muz, taze ya da kuru kayısı, ekinezya çayı, kuşburnu çayı, ginseng ve ginko biloba çayı, haftada 50 gr kadar bitter çikolata, tam tahıl ekmeği, kahverengi pirinç yiyerek, kefir içerek bahar yorgunluğunuzu giderebilirsiniz.
DÜZENLİ EGZERSİZ: Günde en az yarım saat yürüyün.Hareketinizi artırmak için fırsatları kullanın.Egzersiz kas ve eklemleri, sinir sistemini güçlendirmekle kalmaz, toksinlerin atılmasını, kan damarlarının temizlenmesini sağlar ve beyinde mutluluk hormonlarının salgılanmasını arttırır.
DUŞ ALIN: Her gün duşla sıcak soğuk geçişlerle vücudunuza masaj yaptırın. Suyun rahatlatıcı, dinlendirici etkisi vardır.
KENDİNİZE BELİRLİ HEDEFLER KOYUN:Yeni amaçlar insanı canlandırır ve dinamik tutar.
MİZAHLA İLGİLENİN: Mutsuzluk karıncalar gibidir. Karıncaların çok olduğu yerde biraz durursanız hemen size de çıkar ve yayılır.Gülmekse kaslarınızı gevşetir ve pozitif bir enerji oluşturur. Bu yüzden çevrenizde sevecen, neşeli, enerjik, yaratıcı, gülebilen insanlar olsun.Fıkra ve mizah kitapları okuyun. Komedi içerikli film ve dizileri izleyin.
İyi Bir Aile Yaşamı Oluşturun: Güven dolu sevgi ve paylaşımı olan aile yaşamının, bireylerin vücut direncini artırdığı ve daha uzun ömürle ilişkili olduğu biliniyor.
İŞİNİZİ BİR ÇOCUĞUN OYUN OYNAMASI GİBİ SEVEREK YAPIN: Ne iş yaparsanız yapın, yaptığınız işi değer vererek yapıyorsanız, en güzel iş sizin o çalışmanızdır. Severek çalışmak, mutlu ve sağlıklı olmak demektir. İşinizden memnun değilseniz zevkle çalışacağınız işe geçin.Ekonomik nedenlerle devam etmek zorunda olduğunuzu düşünüyorsanız, bakış açınızı değiştirin.Bu işi, ihtiyacım olan parayı bana sağladığı için, iyi ve güzel yapmalıyım.şeklinde düşünün.
TEMEL İNSANİ NİTELİKLERE SAHİP OLUN: Özü, sözü bir, dürüst, güvenilir , dost ve sırdaş olun.Söylediğiniz her zaman doğru olsun..Fakat unutmayın, her doğruyu her zaman her yerde söylemek doğru değildir.Dobralıkla saldırgan tutum arasında çizgi çok incedir.Söylediğiniz doğrunun söylenme şekli ve ortamı , yapıcı mı, yıkıcı mı motivasyondan geliyor, farkında olun. Akraba, dost ve arkadaşlarınızı arayın.Zaman zaman sevdiklerinizi küçük hediyelerle sevindirin.Öfkenizi yatıştırmak için kendinize zaman tanıyın, aklınızla duygunuzu dengeleyerek harekete geçin” (Ferhat YILDIRIM)

YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN