Oldu olacak şehri mültecilere teslim edelim!
Ne kadersiz şehrimiz var. Yabancılar o kadar tutulur ki nerdeyse her şeyimizi paylaşırız. Ucuz ev kirası ucuz bakkal market ucuz ekmek. Aman yazık gariban deriz kimsesiz deriz fazla yemeğimizi fazla ayakkabımızı, giysilerimizi veririz. Mobilyamızı, halımızı veririz. Ya Kırşehir sokaklarında caddelerinde ne oluyor bağıra bağıra konuşmalar toplu kaldırımı işgal etmeler, sıranın en önüne geçmeler. Taciz,hırsızlık,dövüş kavga,kira ,elektrik, su ödememe, ağızlarında çekirdek sakız rastgele sağa sola fırlatmalar, koşularla geçimsizlik, ne ararsan mültecilerde. Faydası olan yok mu var uyanık işletmeler bedavadan çalıştırma, hamallık berber hamal garson var mı var. Şehrimizde ikibini geçkin resmi dört bini geçkin gayri resmi mülteci barınmakta,beş yıl sonrasını düşünmek dahi istemiyorum. Maazallah belediye başkanı bile onlardan olur. iki milletvekilimizin biri onlardan olur, belediye il genel meclisi onlardan esnaflık yarı yarıya hatta gazete bile çıkarırlar, tv kurarlar.
Valiliğin oluru ile harçlık verilir kira yardımı yapılır. Emniyetimiz aman sessiz olun sakin olun diye öğüt verir. Göndersenize mülteciler kampına ne işleri var benim mahallemde şehrimde huzurumuzu bozmaya kimsenin hakkı yok. Büyük iller ne yapıyorsa sende yapsana topla gönder. Dilencilik yaptırıyorsun. Mevlana ne der “Yaradanı severiz yaratandan ötürü” diye biz insanı severiz ama bizden olduğu sürece.
