Her sonbahar gelişinde acı düşer içime. Babamı 21 Ekim’de, annemi 12 Ocak’ta kaybettim. Ruhları şad olsun. Derken varlığımızı borçlu olduğumuz, cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ü mü 10 Kasım’da kaybettik.
Anneme , babama dayandım ama ben de Atatürk sevgisi başka, acısı başka. Ona bir dil uzansa karşımda en büyük düşman gibi görüyorum. Benim ülkemde herkes baş tacı etsin istiyorum.
Bu sevgime sebep olan türkçe ve tarih öğretmenlerim yaşıyorlarsa sağlıklı, uzun ömürler, vefat ettilerse rahmetler diliyorum.
Şimdiye kadar kimseyle paylaşmadığım bir anımı paylaşacağım sizinle. İlkokuldan beri her resmi bayramda, her 10 Kasımlar’da şiir okurdum. Ben şairlerin yazdığı şiirleri okurdum. Canım kardeşim Zeynep’im kendi yazdığı şiirleri okurdu. Gerçi çok geliştin diye kardeşimi okutmadı annem ya.
Ortaokuldayım. Cahit Kulebi’nin Oratoryusunu hazırlıyoruz. 10Kasım için. Üçücü sınıflarla birlikte. Biliyorsunuz Cahit Kulebi’nin bu Kurtuluş Savaşı oratoryusu çok güzel. Atatürk’ümüzün büstünü kasımpatları ve kadife çiçekleriyle süsĺedik.
Çok güzel hazırlanmış bir 10 Kasım programını izleyip, dolu dizgin eve dönüyorüm. Oratoryonun dilime takılan dizelerini okuyarak evimize geliyorum.
Gökyüzünde kara kara bulutlar
Başımıza nerden geldiniz.
Bizler konuk severiz ama
Düşmanları sevmeyiz.
Xxx
Gökyüzünde kara kara bulutlar
Hain mi hain
Bir gün gelir hesabını sorarız
Buralar da durmayın.
Ben bu koroda sopranoydum. Mucurlular bilir. Bizim okulumuz tepenin başında. O zaman servis falan da yok. Hepimiz yürüyerek gidip geliriz. İşte eve gidene kadar da korodaki görevimi içimden okuyarak geldim. Evde de kimse yoktu. Karnım da çok acıktı. En çabuk ve en kolay yapacağım yemek bulgur pilavı. Pilavı pişirdim. Tabağı hazırlarken yaşlı bir dilenci geldi. İçimden konuştum. Bu pilavdan dilenciyede ikram edersem Atatürk’üm cennete gider diye düşündüm. Bizim Mucur’da canına değsin derler ya, öyle düşündüm demek.
Amca karnın aç mı? dedim. Ona da bir tabak hazırladım. Güneşli bir gündü. Biz hayat deriz. Bazıları avlu da diyor. Avlunun güneşli bir yerine oturduk. Pilavlarımızı yedik. Yaşlı dilenci çekti gitti. Düşüncem kabul olmuş mudur bilmiyorum.
Biz Atatürk’ümüzün hakkını kesinlikle ödeyemeyiz. Canım Atatürk’üm mekanın cennetin en yüksek yeri olsun. Sevgi, saygı, özlemle ve minnetle.
Canım arkadaşlarım selam ve sevgilerimle. Yeni 10 Kasımlara sağlıkla ulaşmamız dileklerimle.
