Hekimsen Sendikası Tarafından 15 Haziran’da “1 Gün, 100 Bin Hekim” sloganıyla iş bırakma eylem gerçekleşti. Eylem Sonrası Sendika Temsilcisi Dr. Öğr. Üyesi Erol Erşekerci, basın açıklaması yaptı. Erşekerci, ‘haklarımızın iadesini beklerken bir darbe daha aldık’ diyerek şunları kaydetti;
Sendikamız kuruluşundan itibaren geçen 2 yılı aşkın süre zarfında siyaset üstü bir zeminde başta hekimlerin kaybedilmiş hakları ve ideal bir sağlık sistemi olmak üzere sendikal faaliyetlerin her türlüsünü denemiş, çeşitli eylemlerde bulunmuştur.
Bilindiği gibi tüm tıbbi sorumluluğu alan, sağlıkta şiddete en çok maruz kalan, sadece Tıp Fakültesi itibarıyla standart bir lisans eğitimine göre 3,2 kat fazla ders saati almış, zorluk derecesi hiçbir fakülte ile karşılaştırılamayacak düzeyde olan, zanaat sahibi hekimlerin hakları görmezden gelinmiş ve değersizleştirilmişlerdir.
Bu değersizleştirilme biz hekimlerin güvenlik zaafının da başlıca sebeplerinden biri olmuştur.
Sendikamız son olarak Mayıs ayında toplamda 6 gün süren iş bırakma eylemleri gerçekleştirmiştir. Bu eylem, süre bakımından Cumhuriyet tarihinde bir ilktir.
Ancak tüm bunlara rağmen biz hekimlerin hakları ötelenmiş, bu haklarımız konusunda yapılması gerekenler yapılmamış, iyileştirme ve hak verme
uygulamaları sürüncemede bırakılmıştır.
Tüm bu nedenlerden dolayı HEKİMSEN sendikası olarak asgari düzeyde de olsa kabul edebileceğimiz düzenlemelerin Haziran ayının ilk yarısı içerisinde açıklanmaması durumunda Cumhuriyet tarihinin en yoğun katılımlı iş bırakma eylemini yapacağımızı kamuoyuna duyurduk.
“1 Gün, 100 Bin Hekim” sloganı ile hekimleri önceleyen tüm sivil toplum kuruluşu ve örgütlere ulaşıp yapılacak eyleme davet ettik.
Tüm hekimlerimizi ne olursa olsun yalnızca bir gün için, aynı gün iş bırakma eylemine katılmaya çağırıyoruz. Eyleme üyemiz olsun ya da olmasın tüm hekimleri davet ediyor, hukuki tüm sorumluluğu alacağımızı resmi olarak ifade ediyoruz.
Sağlık politikalarında birçok yanlış uygulama olmakla beraber, Hekimsen’in acil hayata geçirilmesini istediği talepleri şunlardır:
*Etkin bir sağlıkta şiddet yasasının çıkarılması, sağlıkta şiddete karşı talep ettiğimiz uygulamaların biran evvel yürürlüğe konulması,
*Çıkarılan Malpraktis yasasının etkin bir şekilde uygulanması, kasıt olmayan hiçbir uygulama nedeniyle hekimler ve sağlık çalışanlarının tam anlamı ile korunmasının sağlanması,
*Ötelenen, bekletilen özlük haklarımızın düzeltilmesi,
*Aile Hekimliği Sözleşme Ödeme Yönetmeliğinden Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğine, Hasta Hakları Yönetmeliğinden Sicil Amirleri Yönetmeliğine tıp standartlarının dışına çıkmış tüm yönetmeliklerin düzenlenmesi ve biz hekimlerin hak ettikleri gelire ulaştırılmalarıydı.
Bilindiği üzere 14 Mart Tıp Bayramı’nda en yetkili ağızlardan hekimlere birtakım müjdeler verilmiş, Hekimsen’in olmazsa olmaz dediği bu taleplerinin karşılanacağı basın yayın ve diğer iletişim yollarıyla ilan edilmişti.
Ne var ki, malpraktis ve şiddet yasaları sahanın ve hekim örgütlerinin görüşlerine dahi başvurulmadan “Ben yaptım, oldu” yaklaşımı ile meclisten geçirilmiş, gelir düzeyini arttırma yönündeki düzenleme de aynı yaklaşımla meclise sunulmuştur. Bu düzenleme gerçekte gelir düzeyini arttırma değil, makyaj yapma çabasıdır.
Aile Hekimlerini, Üniversite Öğretim Görevlileri ve Öğretim Üyelerini kapsamadığı gibi hastanelerde çalışan hekimlere de hemen hiçbir kazanım sunmamaktadır. Kapsam ve iddia edilen getiriler, 14 Mart günü verilen sözlerden ve bahsi edilen tarih yazma iddialarından çok uzaktır.
Her zamanki gibi performans üzerinden oynamalar yaparak halkın kaliteli sağlık hizmeti alması yerine sayısal çoklukla hizmet alması tercih edilmiş, halkın sağlığı hiçe sayılmıştır. Bu sistemle hekimlere hemen hiçbir gelir ödenmezken tıbba dayalı tüm sanayi ve sektörlerin kazanması sağlanmaktadır.
Bu haliyle toplum, sağlığına kavuşamaz zira hekimler; hekimliklerini icra edecek vakit bulamazlar, geçim darlığı içinde ve sağlıkta şiddet riski altında sadece ondan bekleneni yapmaya çalışı, hale gelmişlerdir.
Biz hekimler, 12 Eylül darbesi ile yitirilen haklarımızın iadesini beklerken bir darbe daha aldık.
Bazı düzenlemeler bir gecede hazırlanan Kanun Hükmünde Kararnamelerle hayata geçirilirken hekimleri sakinleştirmek maksatlı vaatlerin gerçekleşmesinde ayak diremeler, oyalamalar, ben yaptım oldular ile, hekimlik ve Tıp zanaatı her gün daha da kötüye gitmektedir.
Bir süre önce “Bir gün yüz bin hekim” sloganı ile tüm sendika ve meslek örgütlerine ortak bir eylem daveti önerisinde bulunduk.
Bir süredir de “Büyük hekim çalıştayı” fikri ile sahanın birlikte hareket edebilmesi için sendikalar ve meslek kuruluşlarımızla uzun uğraşlar sonucunda bir araya geldik.
Geçtiğimiz cumartesi günü üç saatten fazla süren geniş tabanlı bir toplantı yapma imkanı bulduk ve neticesinde pazar günü ortak bir karar alınabilmiştir. Katkı sunan ve birlikte hareket eden tüm sendika ve meslek örgütlerimize teşekkür ediyoruz.
Sakın bizler için haklarını aramaktan vazgeçecekler diye düşünülmesin Hekimsen sendikası başta hekimlerin hakkını alana kadar tüm meşru mücadelesine devam edecektir.
Kamuoyuna duyururuz.
(Haber Merkezi)