Kırşehir’de Uzman Psikolojik Danışman olarak görev yapan Habibe Arıöz, gebelik depresyonu hakkında açıklamalarda bulundu. Arıöz gebelikte hormon değişikliğinin her zamankinden daha fazla sıkıntı oluşturabileceğini ifade ederek şu açıklamalarda bulundu: “Aslında gebe kalmak çoğu kadının istediği bir durum olmakla birlikte, her kadın için geçerli bir olay da değildir. Bu sırada her on kadından birisinde depresyon belirtileri oluşabilir. Yıllardan beri gebelik hormonlarının, kadını depresyona karşı koruduğu düşünülürdü. Bebek doğduktan sonra, hormon düzeyleri düştüğü için bu hastalığa karşı zayıf kalındığı zannedilirdi. Ancak şimdi bilinmektedir ki, gebeliğin başındaki, hormon düzeylerindeki hızlı artış, beyin kimyasını bozar ve depresyona zemin hazırlar. Ayrıca hormonlardaki değişiklik de sizi her zamankinden daha sıkıntılı bir hale sokabilir.
Anksiyete dediğimiz bu sıkıntı ve bunaltı da ayrıca tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Depresyon ve anksiyetesi olan kadınların çoğunda teşhis konulmamıştır. Çünkü kadınlar genelde bu duyguların varlığını reddederler. Eğer kendinizi kötü hissediyorsanız doktorunuzla bu konuları konuşmaktan çekinmeyin. Ruh sağlınızın da en az fiziksel sağlığınız kadar önemli olduğunu unutmayın. Gerçekten de ruh sağlığınızdaki bozukluk, fiziksel sağlığınızı da kötüleştirebilir. Araştırmalar göstermiştir ki, depresyon, erken doğum riskini artırabilir. Tedavi edilmediği takdirde depresyon, kendinizin bakımını ihmal ettirerek bebeğinizin gelişmesini de bozabilir.
RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR
Ailede veya kendi geçmişinizde depresyon hikayesinin olması. Daha önceden depresyon geçirdiyseniz tekrar geçirme riskiniz diğer insanlara göre biraz daha yüksektir. Ayrıca daha önceden depresyon tanısı almadınız ancak stresli durumlarda çabuk üzülen, sıkıntıya giren bir yapınız da varsa, depresyona karşı hassassınız demektir. İlişkilerde sıkıntı yaşanması. Eğer sorunlu bir ilişki yaşıyorsanız ve konuşarak çözemiyorsanız danışmanız gereklidir. Bebeğinizin doğumuyla her şeyin düzeleceğini düşünmeyin. Yeni doğan bir bebek ilişkinize sadece daha çok sıkıntı ekleyecektir. O yüzden eğer bir sıkıntınız varsa çözüm için profesyonel yardımı ertelemeyin.
Zor gebe kalındıysa. Gebe kalmakta sıkıntı yaşandıysa pek çok yükün altındasınız demektir. Gebe kalmak için pek çok uygulama ve işlem yapılmış, aylardır bunların sıkıntısıyla uğraşmışsınızdır, sürekli gebelik beklentisi içine girmişsinizdir. Artık gebesiniz ancak bunu kaybetme korkusu da sizi sıkıntıya sokacaktır. Tüm bunları topladığınızda depresyona girmeniz daha kolay bir hale gelecektir.
Daha önceki gebeliklerin düşükle sonlanması. Daha önce kaybettiğiniz bebeğiniz varsa, bu gebeliğinizle ilgili endişeleriniz elbette ki olacaktır. Eğer kaybınız çok yeni veya çok sayıda düşük olmuşsa fiziksel ve ruhsal iyileşmeniz tam olmamış da olabilir. Gebe kalmak için uğraşırken bir yandan da bunlarla uğraşmak zorundasınızdır.
Gebelikle ilgili hastalıklar oluştuysa. Yüksek riskli gebeliğiniz varsa veya gebelikle ilgili bir hastalık geliştiyse sıkıntı hisssedebilirsiniz. Özellikle yatak istirahati veya pek çok sayıda genetik tetkik gerektiyse sıkıntınız daha da artacaktır. İkiz gebeliği olan kadınlarda bu durum daha barizdir.
Hayatınızda stres varlığı. Maddi problemler, iş değişiklikleri, ev taşıma, iş hayatından uzaklaşma ve hayatınızdaki değişiklik yaratacak önemli konular (çok yakın birinin vefat etmesi, ayrılıklar, işinizi kaybetmeniz) sizi ciddi sıkıntıya sokabilir. Geçmişinizde cinsel istismarın olması. Daha önce cinsel, fiziksel, duygusal veya sözel istismarı yaşamış olmanız çaresizik, yalnızlık duygularına ve özgüvende azalmaya neden olabilir. Tüm bunlar depresyona zemin hazırlar. Gebelikle beraber geçmişte yaşanan kötü anılar canlanabilir. Vücudunuzda gelişen değişiklikler de kontrolu kaybedetmenize neden olabilir. Diğer risk faktörleri. Genç ve bekarsanız veya planlanmamış bir gebelik geliştiyse depresyona girme riskiniz biraz daha yüksektir.
BELİRTİLERİ NELERDİR
Aslında bazı belirtileri normal gebeliklerde de görülebilen halsizlik, yorgunluk, uyku sorunları gibi şikayetler şeklindedir. Fakat bunlar üzüntü, umutsuzluk ve başka fonksiyonlarda azalma ile birlikte ise depresyon da akla gelmesi gereken hastalıklardan birisidir. Eğer günlük işlerinizi yapamıyor, kendinize zarar vermeyi düşünüyorsanız hemen doktorunuza haber verin. Psikiyatristle görüşmeyi bir zayıflık olarak görmeyin. Aksine bu sizin ve bebeğinizin sağlığı için önemli bir adım olacaktır. Aşağıdaki belirtilerden üç veya daha fazlası iki haftadan daha uzun süredir sizde gelişiyorsa doktorunuza anlatın. Hiçbir şeyden mutlu olamıyor ve zevk alamıyorsanız, her gün, günün büyük bölümünde kendinizi üzgün, mutsuz veya boş hissediyorsanız, bir konuya yoğunlaşmanız zor oluyorsa, aşırı hassas, heyecanlı iseniz veya çok ağlıyorsanız, uyumakta zorluk varsa veya sürekli uyku halinde iseniz, halsizliğiniz çok fazlaysa, bitmek bilmiyorsa, sürekli yeme isteği varsa veya aksine hiçbir şey yemek istemiyorsanız, suçluluk hissi, umutsuzluk veya değersizlik hissi varsa bazen de ruhsal değişiklikler depresyonun ardından aşırı neşe, hareketlilikle devam eden bipolar bozukluk denilen hastalık şeklinde de gelişebilir. Bunun tedavisi de önemlidir.
GEBELİKTE DEPRESYON TEDAVİSİ NASIL YAPILIR
Gebelik sırasında hem psikoterapi yapılıp, hem de antidepresan ilaçlar kullanılabilir. Kendi kendinize bitkisel ürünlerle tedavi olmaya çalışmayın. Bu tür bitkisel ürünlerin gebeliklerdeki güvenilirliği tam bilinmemektedir. Ayrıca etkin oldukları konusu da şüphelidir.
GEBELİKLERDEKİ DEPRESYONU ÖNLEMEK İÇİN NE YAPMALIDIR
Depresyon beyindeki biyokimyasal durumlardan dolayı geliştiği için önlemek pek mümkün olmayabilir. Ancak kendinize dikkat eder ve duygularınızı yukarda tutmaya çalışırsanız belirtilerin azalmasına yardımcı olabilirsiniz. Rahat olmaya çalışın. Bebeğiniz doğmadan önce pek çok işi halletmek istiyor olabilirsiniz. Ev temizliği, bebek bakımı ile ilgili pek çok şey bekliyor olabilir. Ancak acele etmeyin. Yapılması gerekenleri listeleyin. Önceliği kendinize verin. Çünkü bebeğiniz doğduktan sonra kendinize fazla vakit ayıramıyacaksınız. Kitap okuyun, yatakta kahvaltı yapın, uzun ve güzel yürüyüşler yapın.
Sizi iyi hissettiren şeyler yapın. Unutmayın ki bebeğinizin iyi olması için önce sizin iyi olmanız gereklidir. Eşinizle güzel vakit geçirin. Eşinizle ilişkinizin iyi olması için onunla birlikte hoşunuza gidecek şeyler yapın. Mümkünse tatile çıkın. Bebeğinizin doğumundan önce ilişkinizi güçlendirmek iyi olur. Konuşmak sizi rahatlatır. Bu yüzden korku ve endişelerinizi eşinizle, arkadaşlarınızla ve yakınlarınızla paylaşın.
Stresle baş etmeyi öğrenin. Hayatınızdaki sıkıntıların sizi yıkmasına izin vermeyin. Duygusal açıdan sizi rahatlatacak yollar bulun. Biraz mola verin, bol bol uyuyun, egzersiz yapın ve iyi yiyin. Sıkıntılarınız artmaya devam ederse yoga veya meditasyonu deneyin.
DOĞUMDAN SONRA NE OLUR
Gebeliğinde depresyon yaşayan kadınların yaklaşık yarısında doğumdan sonra da depresyon devam edebilir. Ancak tedavi görüldüyse bu risk azalır. Tedavi dışında yapılabilecekler ise şunlardır; Kendinize iyi bakın ve bunu bir alışkanlık haline getirin. Bebeğiniz doğduktan sonra kendinize kısa molalar verin ve dinlenin. Bebeğinizin bakımı ve ev işleriyle ilgili eşinizle neleri paylaşabileceğinizi konuşun. Çevrenizde bulunan arkadaş ve yakınlarınızla önceden konuşarak bebeğiniz doğduğunda yardıma hazır olsunlar. Temizlik ve yemek için yardımcı bulabilirseniz iyi olur. Bu arada siz de uyku, duş ve kısa yürüyüşler için kendinize vakit ayırabilirsiniz.” (Ferhat YILDIRIM)