Özgen Öz gazetemize verdiği röportajda fesleğen hakkında önemli bilgiler aktardı. Öz sözlerine şöyle başladı: “Fesleğen, vücuda serbest radikal hasarlara karşı savaşmaya yardımcı olan uçucu yağlar içerir.
Hücreleri ve DNA yapısını korur. Bağışıklık sistemi işlevine yardımcı olan ve hücresel yapıları düzenleyen beyaz kan hücrelerine koruma sağlamaya yardımcı olur. Fesleğende bulunan antioksidanlar, vücudu kanserli büyüme ve hücrelerin mutasyonundan koruyabilir. Çoğu zaman, vücudumuzda strese neden toksinler bulunur. Fesleğen, oksidasyonla savaşmamıza yardımcı olan ve yaşlanmanın etkisini yavaşlatan antioksidanlara sahiptir. Fesleğen, linalool, citronellol, öjenol gibi pek çok yararlı esansiyel yağdan oluşur. Bu yağlar genellikle kalp hastalıkları, enflamatuar bağırsak hastalıkları ve romatoid artritle savaşmaya yardımcı olan enzimleri inhibe eder. Fesleğen düzenli olarak herhangi bir yemeğe katılarak veya çaya karıştırılarak tüketilirse, bağışıklık sisteminizi daha güçlü hale getirebilir ve bu hastalıklara karşı savaşmanıza yardımcı olabilir. Birçok insana göre, fesleğen kanserden koruma gücüne sahiptir. Bunun nedeni, akciğer, ağız, karaciğer ve deri kanserini önlemeye yardımcı olan fitokimyasallar içermesidir. Fesleğen kanser hücresi apoptozunu başarılı bir şekilde indükleyebilir ve kanser hücrelerinin vücudun başka bölgelerine yayılmasını engelleyebilir.
Kemoterapi veya radyasyon terapisi sırasında, fesleğeni ek bir kanser tedavisi olarak kullanabilirsiniz. Buna kemoterapi sonrasında yaşanan rahatsızlıkları hafifletmek de dahildir. Fesleğen anti-bakteriyel özelliklere sahip olduğundan, insan vücudunun içindeki bakterilerin büyümesine karşı önemli bir koruma sağlayabilir.
Fesleğen ekstresi de Staph enfeksiyonu ve E. Coli gibi bakterilerin neden olduğu hastalıkların tedavisinde yardımcıdır. Yapılan çalışmalara göre fesleğen, enfeksiyon gelişimini büyük ölçüde engelleyerek bakterilere karşı harekete geçer. Çocuklar ve gençlerde viral enfeksiyonlar sıklıkla görülür. Fesleğen, virüs, bakteri, küf ve maya kaynaklı hastalıklara karşı savaşmaya yardımcı olur. Fesleğen, Candida virüsü ve diğer cilt tahrişi formlarıyla mücadele ederek koruma sağlayabilen en iyi bitkidir. Fesleğen, bitkisel bir ilaç olan bir adaptojen görevi görür, vücudun strese uyum sağlamasına ve stresin vücut üzerindeki zararlı etkilerini azaltmasına yardımcı olur. Fesleğen günlük olarak tüketildikten sonra, antioksidan aktivitesindeki artış ve kan şekeri seviyelerinde düşüş gözlemlenebilir.
Anksiyete ve depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklardan muzdarip insanlarda da yararlıdır. Hayvanlar üzerinde yapılan bir başka çalışma da fesleğen yapraklarındaki öjenolün sinir sistemi için faydalı olduğunu göstermektedir.
Fesleğen, adenosin trifosfatın hayati bir üreticisi olan bakır içerir. Bu, yorgunluk ve bitkinliğin etkilerini ortadan kaldırmaya yardımcı olan bir bileşiktir. Enerji seviyelerini yüksek tutmaya yardımcı olmak için, içeceklerde fesleğen kullanılması önerilir.” Diyerek sözlerini noktaladı.
(Ferhat Yıldırım)