ENGELLİLERİN TOPLUM YAŞAMINA KATILMA HAKKI

7 Aralık 2014
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
2217 defa okundu.
ENGELLİLERİN TOPLUM YAŞAMINA KATILMA HAKKI

Serap-5

3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde, ilimizde bulunan Şirin Kırşehir Bedensel Engelliler 2. şubesinin açılışı gerçekleştirildi.

Açılan bu şubede, E-Devlet projesi kapsamında 1′i ana bilgisayar olmak üzere toplamda 11 bilgisayarla, 40 zihinsel ve bedensel engellinin Halk Eğitim Merkezi hocaları nezaretinde eğitime tabi tutulacağı bildirildi. Bu eğitimden 14 ile 29 yaş arası engellilerin yararlanması öngörülüyor.

Gençlik ve Spor Bakanlığı destekli atölyenin web atölyesi ve internet atölyesi olarak hizmet vermesi sağlanacak.

Günümüzde bir toplumun gelişmişliğinin en belirgin göstergelerinden biri, engellilerin sosyal yaşamda “görünür” olmalarıdır.

Varolan engellerinin yaratığı güçlükler nedeniyle, toplum içine çıkarılamıyor, alay ediliyor, akranları tarafından dışlanıyorsa; aynı sorunları engelli yakınları da yaşıyorsa ve toplumun bu hoyrat tavırları nedeniyle, “görünmez” olmayı seçiyorlarsa, bu gelişmemişlik göstergesidir.

Engellilerimizi görünür kılmanın yolu da onları hem gündelik yaşamımıza hem de iş yaşamına katmaktan geçer. Bu nedenle iş edinmelerine katkı sağlayacak her çaba değerlidir.

Bu konuda ülkemizin de kabul ettiği yasal metinlere baktığımızda hem Avrupa Sosyal Şartı’nda hem de ILO’nun 159 sayılı Sözleşmesi’nde yeterli hüküm olduğunu görüyoruz.

1961 yılında Turin’de imzaya açılan ve 1965 yılında yürürlüğe giren Avrupa Sosyal Şartı, temel sosyal ve ekonomik hakları koruyan ve medeni ve politik hakları garanti eden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni takviye eden bir Avrupa Sözleşmesi’dir. Türkiye de Şarta taraf ülkelerdendir.

Şart ve 1988 Ek protokolü bir dizi temel hakkı garanti altına almakta olup, 15. maddesinde, “Özürlü Kişilerin Bağımsızlık, Sosyal Entegrasyon ve Toplum Yaşamına Katılma Hakkı” ayrıntılandırılmaktadır.

Buna göre kapsamı genişletilen madde ile Şart, artık sadece mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyona atıfta bulunmakla yetinmemekte, aynı zamanda özürlü kişilerin bireysel sosyal entegrasyon, şahsi bağımsızlık ve toplum yaşamına katılma hakkını düzenlemektedir.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Genel Müdürlüğü Sosyal Şart Sekreterliği tarafından hazırlanmış “Avrupa Sosyal Şartı Temel Rehberi”nin “Avrupa Sosyal Haklar Komitesi Dava Hukuku Özeti” olarak eklenen bölümünde, madde ile getirilen hakların “eğitim hakkı” ve “çalışma hakkı” olarak iki temelde toparlandığı görülmektedir. (Avrupa Sosyal Şartı Temel Rehber, Çev.Bülent Çiçekli, Seçkin Yay., Ankara, 2001, s.177-178)

Maddenin ikinci paragrafı da çalışma hakkını garanti almakta, ayrıca ILO’nun “Mesleki Rehabilitasyon ve Özürlülerin Çalıştırılmasına İlişkin 159 sayılı Sözleşme”sinde bu hususlar düzenlenmektedir. (Serkan Odaman, “Küreselleşmeyle Gelen Yoksulluk ve Eşitsizliği Önlemeye Yönelik Olarak Geliştirilen SA 8000 Sosyal Sorumluluk Standardının İşlevi”, Yasemin Özdek (Der.), Yoksulluk, Şiddet ve İnsan Hakları, Ankara: TODAİE Yayın No.311, 2002, s.495)

Bugün birçok yerel birimin samimi bir çaba ile bu konuda engellilerimize ve ailelerine destek olmaya çabaladıklarını biliyoruz. Ama çalışmaların sürekliliği konusunda gözlemlenen zayıflık ve kopukluk da önlenebilirse, daha paylaşımcı ve daha güzel bir yaşamımız olacak.

Anahtar Kelime: ,
YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN