MHP ve Ak Parti arasında ayak seslerini 1 Kasım 2015 seçimlerinde duyuran ancak 15 Temmuz hain darbe girişimi ile ilan edilen Cumhur İttifakı artık sadece bir seçim ittifakı olmanın ötesine geçerek her zaman, her yerde, her zaman birliktelik şiarı ile devam eden bir beraberliğe dönüşmüş durumda. Hain darbe girişimi sonrası sadece MHP ile Ak Partinin değil, CHP ve diğer partilerin de tabanında birliktelik, vatan için beraberlik havası esmişti. Ancak darbe girişimi atlatıldıktan sonra iktidarın karşı eylem ve söylemlerinin her geçen gün şiddetini artırması, toplumu kamplaştırma ve ötekileştirme dilini gün be gün keskinleştirmesi hain darbe sonrası oluşan birliktelik ruhunu öldürdü, “Yeni Kapı” girişimini söndürdü.
İşte bu noktada MHP eylem ve söylemleri ile tabanda çokça tartışılan bir ilkesel eylem planına geçti. O da Ak Parti her ne yaparsa doğru, Cumhurbaşkanının ağzından ne çıkarsa tartışılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin doğrudan Ak Parti Genel Başkanı olarak da görevli Sayın Erdoğan’a bağlı tüm bakanların her eylem ve kararları hatasızdır şiarını belirlemiş olmasıdır. Hatta Ak Partinin bakanları halk nezdinde tartışılır bir hata yaptığında, ki elbette iktidarlar kusursuz değildir ve muhalefet de bunları eleştirmek için vardır, MHP’nin sürekli Ak Partili bakanları savunmak için kendisini sürekli siper etmesi tabanda Beka sorunu şiarının amacını aşması olarak addedilmektedir.
Geçtiğimiz günlerde bu durumu ispatlayan bir gelişme daha oldu. MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, Armağan Çağlayan’ın 196Sekiz adlı YouTube kanalına konuk oldu. Armağan Çağlayan’ın sorularını yanıtlayan Cemal Enginyurt, zaman zaman Ak Parti’yi eleştirdiğini ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendisini uyardığını söyledi. Aynı programda Enginyurt genç tabanın ak Parti’ye güvenmediğini de söyledi. Aynı güvensizlik MHP tabanında hakikaten çok belirgin, ancak Genel Merkezin katı tavrı nedeniyle dile getirilmiyor. Ancak dile getirilmeyen bu güvensiz hava seçimlerde Cumhur İttifakının hızla oy kaybetmesiyle kendisini gösteriyor.
MHP seçmenindeki güvensizliğin temelinde hala Ak Parti’ye karşı çözüm süreci denilen dönemdeki andımızı kaldırması, milli bayramları kutlamayı yasaklaması, milliyetçiliği ayaklar altına alması ve PKK ile Osla vs. süreçlerini yaşaması olduğu gibi, FETÖ’yü devletin başına bela edenin Ak Parti politikaları olması ve bununla ilgili olarak hiçbir siyasisinin adli süreç yaşamaması gibi etkenler var. Ve hatta en büyük FETÖ ihanetlerinden birisi olan devlet sırlarının iğfal edildiği Kozmil Oda olayının faili olarak kabul görülen sayın Bülent Arınç’ın bugün yüksek bir maaşla Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulunda görev yapıyor olması bilhasa MHP tabanın en çok rahatsızlık duyduğu konulardan olup FETÖ’ye karşı yürütülen savaşa da halkta güvensizlik doğurmaktadır.
Beka sorunu tüm milleti ve ülkeyi, 85 milyonu ilgilendiren bir mevzudur. Bu hayati mevzuda kamplaşma ciddi bir hatadır. Yeri gelir Ak Parti yeri gelir CHP haklı olabilir. MHP’nin hem Beka Sorununu motto edinmesi hem de bu sorunla baş etmede Ak Parti ne derse tartışmasız doprudur, CHP ne derse desin her şeye kapımız kapalıdır demesi kendi içinde bir paradoks barındırdığı intibaını tabanda güçlendirmekte ve ciddi seçmen kayıplarına sebep olmaktadır.
Beka sorunu 85 milyonun sorunudur ve kamplaşmadan hep birlikte mücadele verilmelidir. MHP ise özünde ve esasında bir muhalefet partisi olduğunu ve kendi tabanın ne tür beklentileri olduğunu unutmamalıdır.
Av. Bülent DEMİRBAŞ – MHP eski İl Genel Meclisi Üyesi ve Grup Başkanı