Kırşehir İl Sağlık Müdürlüğü, “Epilepsi hastalarının çoğu normal veya normalin üstü zekaya sahiptirler. Nöbetler çok şiddetli ise beyin hasarına yol açabilir ve mental ve motor gerilik gelişebilir.” dedi.
Epilepsi hastalığının tanımını yapan Kırşehir İl Sağlık Müdürlüğü, “Epilepsi, toplumumuzda bilinen adıyla sara hastalığı, beyinde bir grup sinir hücresinin normalin dışında elektriksel aktivitesine bağlı olarak ortaya çıkan, hastalarda geçici güç kaybı ya da anormal kasılma hareketi, farklı duyusal hisler veya bilinçte bozulma olarak kendisini gösteren bir hastalıktır. Bu normal olmayan elektriksel deşarjlar sonucu hastada bir noktaya dalma, sabit bakma, tüm vücutta veya kol ve/veya bacaklarda kasılma, çırpınma, atma gibi ani olarak ortaya çıkan hareketler izlenir ve bunlar çoğu kez kısa sürede kendiliğinden geçer.
Bazen peş peşe tekrarlayan ve süreklilik kazanan nöbetler sonucu hastanın hayatını kaybetme riski de vardır. Ancak bilinmelidir ki, bu şekildeki aktiviteler her zaman epilepsiden olmaz. Epilepsi dışındaki bazı nedenler; kalpte ritim bozukluğu, kalp çalışmasındaki yetersizlikler, bazen dolaşım problemleri, migren atakları, geçici iskemik atak dediğimiz inme benzeri tablolar, uyku sorunları veya psikojenik durumlar da benzer tablolar oluşturabilir. Herkes hayatında bir kez nöbet geçirebilir. Epilepsi (sara) hastalığı ise bu nöbetlerin tekrarlama eğiliminin bulunduğu durumdur. Kişide epilepsi yaratacak beyinle ilgili bir problem; beyin tümörü, apse, enfeksiyon, damar tıkanıklığı gibi durumlar nöbet yapabilirken bazı epilepsi durumlarında altta yatan neden bilinemeyebilir. Bazen genetik durumlarda da epilepsi görülebilir.” diye belirtti.
Epilepsi belirtileri
Epilepsi hastalığının, türlerine göre farklı klinik belirtiler gösterdiği söyleyen Kırşehir İl Sağlık Müdürlüğü, “Bazen bir görüntü, bazen bir koku kişinin bulunduğu yere yabancılaşması ya da yaşanılan bir anın tekrar yaşanması şeklinde ‘dejavu’ hissi ve bunun sık ortaya çıkması, midesinden yükselen bir his, bazen korku hissi, panik atak benzeri durumlar, uykuda çığlık atma, bacak hareketleri ya da tüm vücudunda aniden gelişen kasılmalar şeklinde farklı belirtiler şeklinde kendisini gösterir. Bu belirtiler bir kişide farklı farklı şekilde de ortaya çıkabilir.” dedi. Epilepsinin tedavi süreci Epilepsi Hastalığının tedavi sürecinden bahseden Kırşehir İl Sağlık Müdürlüğü, “Epilepside ilaç tedavisi çok önemlidir.
Tedavide kullanılacak ilacın erken dönemde başlanması, hastadaki nöbet tipine uygun ilacın seçilmesi çok önemlidir. İlaç seçiminde hastanın yaşı, cinsiyeti, mesleği, evlilik- gebelik planı, kilo durumu, kullandığı diğer ilaçlar ve bunlarla vereceğimiz ilacın etkileşimi, karaciğer, böbrek fonksiyonları gibi birçok faktör göz önünde bulundurulmalı, gerektiği durumlarda kan tetkikleri yapılmalı ve hastanın hekiminin tüm bu noktalara dikkat ederek hastaya uygun ilaç seçimini yapması gerekmektedir.
İlaç başlandıktan sonra olası yan etkiler, alerjik reaksiyonlar takip edilmeli, başlanan ilaçların etkin dozda verilmesi, gerekli durumlarda iki ya da üç ilaç kombinasyonları olabileceği ve ilaç seçimlerinde yine bunların göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Epilepside kullanılan ilaçlar beyin hücrelerinin aşırı uyarılma durumunu baskılayarak nöbetlerin oluşumunu engeller. Epilepsi ilaçları her gün, önerilen dozda ve saatlerde çok düzgün bir şekilde kullanılmalıdır. Bazı epilepsi ilaçları tedavinin başlangıcında uyku hali, sersemlik, dengesizlik, ciltte döküntüler gibi yan etkilere neden olabilir. Bu nedenle ilaçlar düşük dozda başlanarak kademeli olarak artırılır. Epilepsi ilaçları kesinlikle birden kesilmez. İlaç kesimi yine hastanın takip eden doktorunun önereceği zamanda ve yavaş yavaş azaltılarak yapılır.
Epilepsi tanısı alan hastaların %70-80 kadarında nöbetler epilepsi ilaçları ile kontrol altına alınabilse de hastaların %20-30’unda uygun tedaviye rağmen nöbetler devam etmektedir. ‘İlaç tedavisine dirençli epilepsi’ denilen bu durumda epilepsi cerrahisi gündeme gelebilir. Uygun nöbet tipi ve değerlendirme sonucu olan hastalarda epilepsi cerrahisi ile yaklaşık %60-70 başarı sağlanabilmektedir.
Ancak cerrahi sonrasında da hastalar ilaç tedavilerine uzun süre devam edebilmektedirler.” diyerek bu sürecin önemli olduğunun altını çizdi.
(Haber Merkezi)