Kırşehir’de işletmesinde hizmet veren balıkçı Tuğrul Yıldırım, sezon başladığında balık piyasasında bizi nelerin beklediğini gazetemize anlattı. Yıldırım, sezonun 1 Eylül gibi başlayacağını hatırlattı.
Küçük yaşta ticarete atıldığını belirten Yıldırım, Yeni sezonda Sezonda palamut revaçta olacağını belirtelerek Şunları kaydetti;
Çok canlı bir sezonun bizleri beklediğini belirten Yıldırım, “Aldığım duyumlar ve geçen haftalarda da gidip gördüğüm manzaraya göre müthiş bir balıkçılık sezonu bekleniyor eğer çok büyük bir sıkıntı olmazsa. Başta palamut olmak üzere sonrasında lüfer. Hamsi de çok olacak diyorlar ama lüfer ve palamut bol olursa hamsiyi aynı zamanda yem olarak yerler büyük ihtimalle. Hamsi, balıkçıların 12 ayına bedel, diğer balıklar en fazla 2-3 ay idare ediyor. Çünkü hamsi dondurulsa da 12 ay boyunca hem millet hem restoranlar faydalanıyor.” diye belirtti.
Fiyatlar nasıl olacak?
Günümüzde artık hiçbir şeyin ucuz olmadığından söz eden Yıldırım, balığın fiyatını denizdeki verimliliğin belirlediğini söyledi. Yıldırım, “Deniz balığında şöyle oluyor, çok fazla balık çıkarsa fiyatlar düşer. Örneğin bugün hamsinin kasasını 200 TL’ye alırsın, yarın hamsi çok azalırsa 400-500 TL’ye alırsın. Bu tamamen denizin durumuna bağlı ne kadar çok balık tutulursa fiyatlar da o oranda düşer. Kültür balıklarında ise sabit bir fiyatlandırma var, istedikleri kadar çekiyorlar. Piyasayı onlar yönlendiriyor. Bir de balıkları buraya getirtirken verilen mazot parası, işçiliği de var. Maliyetler yükseldi.” dedi.
Yıldırım, “Balıkçılık palamutla başlar. Palamut balığı tek tek satıldığı için satılması iyi oluyor aynı zamanda daha güzel havalarda satıyorsun. Arkasından diğer balıkları da tamamladığında hem bol hem de herkesin yiyebileceği fiyatlar olduğunda çok daha keyifli oluyor.” diye ekledi.
Hamsi çocukların gelişimi için çok önemli
Balığın yaraları saymakla bitmediğini anımsatan Yıldırım, “Bütün balıkların bir faydası vardır. Ama benim edindiğim tecrübeyle söylüyorum hamsinin yeri apayrı. Özellikle çocuklar üzerinde. Hiç unutmam Bir yerde okumuştum, sanırım İtalya’da öğlen yemeğinde çocuklara hamsi veriyorlarmış. Zekâ gelişiminde gerekli olduğu için.” dedi.
Ülkenin tüm bölgelerinden balık aldıklarını söyleyen Yıldırım, bu durumda kendilerinin balık alacakları bölgeyi seçme gibi bir lükslerinin olmadığından bahsetti. Yıldırım, “Bizim tercih hakkımız yok, balık nerede olursa biz ona göre şekilleniyoruz. Maliyet yönünden de öyle bir hakkımız yok çünkü balığın nereden çıkacağı belli değil. Mesela Karadeniz’de 3 gün fırtına oluyor o zaman balık olmuyor. Bu sefer Akdeniz balıklarına ya da Ege balıklarına yöneliyoruz. Bu durumun piyasası denize bağlı olduğu için anlık olarak değişiyor.” diye ekledi.
Av yasaklarına kulak verilmeli
Avcılık sektöründe yasağın olduğu dönemlerde dikkat etmemiz gerektiğinin altını çizen Yıldırım, konuşmasını şöyle noktaladı: “Av yasağı zamanı balık tutmamak yasak olmasa bile küçük balıkları da avlamamak… Son zamanlarda herkes bu konuda duyarlı. Bana bir aydır teklif geliyor ‘Palamut var elimizde.’ diye, ben kabul etmiyorum. Çünkü ben almazsam başkaları almazsa onlarda avladıkları balıkları satamadıkları için tutamayacaklar. Bir de bu durum ekosisteme de zarar veriyor, bir dahaki sene balık bulunmuyor.” (Haber Cemre Bayram)
