Sevdiklerini kaybetmek dünyadaki en ağır yüktür aslında. Hepimizin kaybettiği değerli kişiler vardır elbette. Kimimiz annemizi, kimimiz babamızı, kimimiz kardeşimizi kimimiz ise sevdiği, aşık olduğu, onun için yapamayacağı hiç bir şey olmayan kişiyi kaybetmişizdir. Ölüm ve ayrılık ikisi de birbirinden zor gelmiştir bize. Sevdiğiniz kişi hayatını kaybedince anca mezar taşını görmekle yetiniyorsunuz. Onun kokusunu, gülümsemesini anca hayal olarak hatırlıyorsunuz. Bir de ayrılık var ölüm gibi ama ölümden çok farklı. Diyoruz ya ölünce mezar taşını görüyorsunuz diye ayrılınca öyle olmuyor işte. Her an her yerde karşınıza çıkarak sizi ölmeden toprağa koyabiliyor. Ölünce umudu kesiyor insan karşıdaki kişiden bir daha asla dönmeyeceğini çok iyi biliyor. Ama ayrılık öyle değil her an gelecek diye bekliyoruz. Hep telefona bakıyor gözümüz. Acaba arar mı diye. Her kapı açıldığında o geldi sanıyor insan ama içten içe de gelmeyeceğini hissederek kendini yeyip bitiriyor.
Bir gün bir telefon gelir ve onun başkasını sevdiğini öğrenirsiniz. İşte o zaman hepiniz beden olarak yaşarsınız. Aslında her ölüm ayrılıkla başlar. Hayatta duymak istemediğiniz şeyleri duydukça ruhunuz acır. Bir süre sonra artık duygusuzlaşmış olursunuz ve sadece bedenen yaşadığınızı fark edersiniz. Ayrılık ve ölüm arasında çok ince bir fark vardır. Sevdiğiniz insanı her an karşınızda görüp ona dokunamamak sizi biraz daha eritir. Özellikle onun artık sizin olmadığı gerçeğini bilmek daha da acıtır kalbinizi. İmkânsız olunca biraz daha yorulursunuz. Bir de eski anılarınız var tabi ki unutamadığınız. Hatta unutmamak için inat ederek sürekli onunla geçtiğiniz yerden geçersiniz ve fark edersiniz ki içinizdeki acı gün geçtikçe kat kat artmıştır. Ben seni çok özeldim demek istersiniz diyemezsiniz bir süre sonra nefes alamadığınızı fark edersiniz. Bazen ölmek istersiniz ama o anılar sizin ölmenize engel olacak kadar işlemiştir içinize ve artık sadece anılar kaldığı için elinizde o ölü sayılır sizin için.
Ölüm ve ayrılık arasındaki ince fark Karşıdaki ölür kavuşamazsınız. Karşıdaki kişi ayrılır siz ölürsünüz.
