Arsızlıklar ve Yolsuzluklardan Seçimlerle Arınmak!
Türkiye 14 Mayıs tarihinde yapılacak olan seçimlere hazırlanırken siyasi arena her geçen gün daha da ısınıyor, ittifaklar ve bağımsız hareket eden partiler çalışmalarına hız veriyor. Yapılan son anketlerde durumu artık çok kritik gözüken Cumhur İttifakı anketlerde oyu yüzde 0.2-0.3 bandında olan Hüda-Par’ın desteğini almış olmanın dahi sevincini yaşarken Yeniden Refah Partisinden son anda fiske yemenin şoku ile de bir o kadar sarsılmış gözüküyor. Federasyon isteyen, Türk Bayrağını tartışma konusu yapan, Cumhuriyetin kuruluş yılları ile ilgili karanlık hesaplaşma idealleri olan, Hizbullah ile iltisaklı olduğu iddia edilen Hüda-Par’ın Cumhur İttifakında olmasına halen sessiz kalan MHP ise ülkücü tabanında kalan son destekçilerini de eritiyor olmasını nedense pek umursamıyor gözükmekte? AKP’lilerin çözülüş/çözüm yıllarında HDP ve PKK’yı ılımlı gösterme çabalarını şimdi Hüda-Par için göstermelerini, bu kez de onu aklayıp pullama gayretlerini tarih gelecek zamanlar için yine kayıt etmektedir.
Siyaset Türkiye özelinde sanki biraz arsızlıktır. Kendiniz yaptığınızda yücelttiğiniz şeyleri rakibiniz yapınca karalarsınız. Siyasi tarihimizde yüzlerce örneği var; dün dediğinizi inkâr eder, yaptığınızın tersini yapar sonra dün dündür deyip geçersiniz. Bunu deyince akla hep rahmetli Demirel gelse de siyasi tarihimizdeki en bariz örneklerini AKP iktidarı kaydetmiştir. Malumunuz, Cumhur İttifakı rakipleri için sürekli HDP kartını kullanmakta, bu sayede de toplumsal tepkiyi lehine kanalize etmeyi hedef ve strateji olarak belirlemiştir. Başörtüsü için anayasa değişikliği görüşmeleri için HDP kapısını çalmaya beis görmeyen AKP, muhalefetin HDP ziyaretinden dolayı hemen nemalanma hesabına girebilmektedir. Elbet bu millet balık akıllı değildir. Meşum çözüm/karanlık sürecinde HDP ve PKK ile görüşen, hatta cani terörist başı Apo’yu bile övmeye kalkan onun mektubundan seçim medeti uman bir dönemin AKP zihniyetini gelin bir hatırlayalım ve siyasette arsızlıklara karşı neden değişim gerektiğini tefekkür edelim;
Bu liste inanın daha da uzayıp gitmektedir, keşke sayfalarca yerim olsa… Tabi şimdi bunlar sanki olmamış gibi davranan bir iktidar var başımızda. Uzun yıllar iktidar olan partilerin yönettiği ülkelerdeki en kronik sorunlardan diğeri de hısızlık, rant ve çıkar çarklarının kemikleşme sidir. Muhalefetin sürekli dillendirdiği 5’li çete deyimi bunun özetidir. Uzun yıllar süren iktidarlarda ülke yönetimi parti devletine dönüşür, partinin ileri gelenleri ve yakınları kıyak yerlere yerleştirilir, ihale ve rantlardan kazanılan paraların ise haddi hesabı yoktur. İktidara mensup veya yakın insanlar 5 yerden, 10 yerden maaş alırken halk daha da fakirleşir. Türkiye gündemi 20 yıldır bu tür iddialara dayanan haberlerle doludur. Ancak bu konuların üzerine gidilemez, zira mevcut partici devletin en üst tezahürü olan partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile artık meclisin denetleme gücü elinden alındığı gibi yargının da bağımsızlığı tartışılır hale gelmiştir. Bugün ülkemizde yanlış yapan bir AKP’linin yakasına yargının yapışabileceğine hiç kimse inanmıyorsa bu durum ülkede adalet adına çok acı bir durumda olduğumuzun, demokrasi ve özgürlük adına artık değişimin şart olduğu gerçeğinin bir tezahürüdür. Değişimi şart kılan unsurlardan birisi de sızmışlıktır. Her ne kadar biz kandırıldık, aldatıldık diye iktidar dövünse de (ki bu ayıp zaten bir hükümet için derhal istifa sebebidir, kandırılabilen bir iktidar halkı yönetmemelidir) hakikat odur ki AKP iktidarı FETÖ’yü palazlandırmış, kendi tabirleri ile ne istedilerse vermişler, en sonunda da devletin ve milletin başına bela etmişlerdir. FETÖ ile kol kola oldukları yılları şimdi yok sayıp (çözüm sürecindeki HDP/PKK görüşmeleri gibi) şimdi kendilerinden başka herkese FETÖ kulpu takmaya çalışmalarının garabeti bir yana şimdi de FETÖ’den boşalan yerlere başka tarikat ve cemaatlerin yerleştiği iddialarını her gün duyuyoruz. Bilhassa Menzilciler denilen bir oluşumun geleceğin yeni FETÖ’sü olarak iktidar tarafından yine palazlandırıldığı iddialarını muhalefet sıkça dillendirmektedir. Bu konunun detaylarını başka bir yazının konusu olarak atiye bırakıyorum. Hulasa devlete tüm sızmışlılar için de, yolsuzluklar için de, siyasette ar için de, hatta BEKA için de büyük bir fırsat olan önümüzdeki seçimlerde DEĞİŞİM gerektiği aşikâr bir zarurettir…(DEEVAMI) https://www.kirsehircigdem.com/