Emine İnce
Gülüşü Gülden Güzel
Cennet hala ufak tefek, hep güler yüzlü bir kadındı. Onu, evine kiracı olan arkadaşlarım yüzünden tanıdım. Gidip, geldikçe hasbihal ederdik. Eşi Apık amca da Cennet hala gibi güler yüzlü, hal hatır sorar bizden, onları çok sever, şakalaşırdık gelip gittikçe. Sanırım beş kızları, bir tane de oğulları vardı. Hepsi evlenmiş. Yuvasını kurmuş, çoluk çocuğa karışmışlardı. Cennet halanın konuşurken hep dudakları titrerdi.
Arkadaşımın hanımı doğum yapacak. Akşam üstü beni de çağırdılar. Köyler de öğretmen arkadaşlar biribirinin en yakın akrabasından daha yakındır. Çünkü başımız sıkıştığında ailelerimiz gelinceye kadar bizler koşarız. Ara sıra siyaset aramıza girse de, onu çabuk tolere etmeye çalışırız . Neyse gittim ki Cennet hala da var, rahatladım inanın. Yapabileceğimiz ne varsa yaptık. Cennet halayla. Tabiki doğum yapan annenin yardımıyla. Nur topu gibi bir kızımız oldu. Cennet halanın birden gülümsemesi kayboldu. Yoruldu sanırım diye düşündüm. Oturduk sohbet ediyoruz bebeğimizi seviyoruz. Cennet hala bir türlü oturmuyor, dolanıp duruyor orta yerde. Başımı kaldırdım. Cennet hala dizlerine hafif hafif vurarak dolaşp duruyor. Ne oldu cennet hala, gel otursana, gel sen de otur , babası gelsin de gideriz evimize dedim. Cennet hala zaten evin yan tarafında oturuyor. Onun için bir problem de yok. Oturdu. Tekrar kalkıp gezelemeye başladı. Arkadaşıma ne oldu acaba diye soran gözlerle baktım. O da bilmiyorum der gibi omuzlarını kaldırdı.
Baba geldi. Gözünüz aydın çok güzel bir kızın oldu Murat bey dedim. Cennet hala da ellerini oğuşturarak, ne yapalım Murat hocam, çok üzüldüm, canın sağolsun dedi. Yine oğlun olur, deyince Murat Bey derin bir nefes aldı. Sanırım bebeğe ve eşine bir şey oldu sanmıştı. Cennet halanın elini tuttu. Neden üzüldün cennet hala, ben çok sevindim kızım olduğuna, önemli olan sağlıklı olması; dedi. Cennet hala derin bir nefes aldı. Kızmadın mı dedi. Neden kızayım cennet halam. Deyip elinden tutum oturttu. Eşini öptü, bebeği öptü. Bize birer lokum tuttu. Oturduk konuştuk biraz. Saat gece yarısını geçmişti. Beni eve götürür müsün Murat Bey dedim. Evde İsmail vardı ama çocuklar yalnız kalmasın istedim. Giderken ; Cennet hala neden öyle davrandı anlamadım, dedim. Murat Bey anlattı.
Cennet halanın hep kızı olmuş. Apık amca her sefer oğlum olsun diye beklemiş ama hep kızı olmuş. Bizim Kırşehir’in köylerinde erkek çocuğu olması çok önemli. Olmazsa hemen kuma getirirler eve. En sonunda da kız olunca Apık amca evi terk etmiş. Altı ay nerelere gitti ise kaybolmuş. Cennet halanın durumunu bir düşünün oğlu olmadığına mı üzülsün, beş tane kız çocuğu , evdeki hayvanları ne kadarsa onlara mı baksın, köylunün ileri geri konuşmasına mı yansın. Altı ay sonra Apık amca çıkıp gelmiş evine. Cennet hala da ne kadar kırgın olsa da çok sevinmiş. Aradan geçen zaman da bir de oğulları olmuş. Çok mutlu olmuşlar. Oğullarını okutmuşlar. Yememiş yedirmişler. Evlendirip yuvasını kurmuşlar. Ben o köydeyken Kırşehir’den bir de apartman dairesi almışlardı. Çok sevinerek bize de anlatmışlardı, çok güzel, yeni yapılmış bir apartman dairesi.
İşte o ayrılık günleri Cennet halaya böyle korkmak, ara sıra çenesinin titremesi ve benim bilmediğim başka ne gibi hastalıklar bıraktı bilinmez. O kış Cennet halalar görünmez oldu. Sordum. Oğullarının yanına gitmişlerdi. Kısa süre sonra geri döndüler. Elin ağzı torba değil ki büzesin. Gelini dövmüş, bunlar da dönmüşler dediler, ama buna da inanmıyorum. Şeker gibi bu insanları neden dövsün gelin.
Bir akşam üstü eşimle köyün içinde yürüyüş yapıyoruz. Köyler de büyük yüksekçe bir taş olur, onun üstüne oturulur, zaman zaman kim denk gelirse. Baktık Apık amca ile Cennet hala elele tutuşmuşlar oturuyorlar. İsmail de çok severdi Apık amcayı. Bakıyorum aşıklar gibi tutuşmuşsunuz elele dedi. Apık amca ne yapalım hocam biz birbirimizsiz yapamayız ölürken de beraber ölürüz inşallah. Dedi. Cennet hala da evet anlamında başını salladı. Bu güzel insanlar bir trafik kazasında birlikte öldüler ve biz onları kara toprağın altına birlikte gömdük. Ruhları şaad, mekanları cennet olsun.
Anladım ki Apık amca köyün evlen diyen dillerinden kurtulmak için evden kaçmış, Cennet hala da hasretinden o korku hastalıklarına yakalanmış. Kadınlarımızın çilesi her durumda bitmiyor bir türlü.
Kadınlarımızın hakettikleri saygınlığı kazanmaları, kadınlara işkencelerin ve ölümlerin durması dileklerimle KADİNLAR GÜNÜMÜZÜ KUTLUYORUM En güzel günler sizlerin olsun canım arkadaşlarım ve sevgili dostlar.