İktidar Basın İlişkisi

16 Mart 2015
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
57626 defa okundu.
İktidar Basın İlişkisi
11007417_10205997436165692_1174718811_n
Tarihsel süreç içerisinde, özellikle ülkemizde kitle iletişim araçları dördüncü güç olarak yerini almıştır.
Tarihsel süreç içerisinde, özellikle ülkemizde kitle iletişim araçları (yani basın) 4. güç olarak yerini almıştır. Yasama, Yürütme ve Yargının ardından Basının, ülkenin her yerinde, her branşında, her konusunda söz sahibi olduğunu rahatça görebiliyoruz.

Ülke kanunlarına ve siyasetine bu kadar girmiş olan bir basın tabi ki siyasal yapı ile iç içedir. 20. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren basın yayın organları siyasal yapılar üzerinde daha fazla etkili olmaya başlamışlardır. Teknolojinin gelişmesini en iyi şekilde takip eden ve anında bundan yararlanarak uygulamaya geçen, kitle iletişim araçları ülke ekonomisinde, siyasetinde ve yönetiminde söz sahibi olmaya başlamışlardır.

Günümüz basınına ve siyasi otoritelerine baktığımız zaman inanılmaz şeyler görebiliyoruz. Basın organları bir bakmışınız, bir siyasi partiyi göklere çıkarıyor, bir bakmışınız yerin dibine sokuyor. Böyle bir ortamda nasıl gerçekçi olabiliriz. Sandık başına gittiğimiz zaman zarfı kime atacağımızı nasıl biliriz?

Koltuk peşinde olan siyasetçiler, ülkede söz sahibi olan ve en çok tiraja sahip olan ya da raytingi en yüksek olan televizyonları kendi yanlarına çekerek, en üst kademeye yerleşmeye çalışıyorlar. Bunu başara biliyorlar mı diye bir soru sorabilirsiniz. Benim kendi görüşüm, kesinlikle başarıyorlar. 3 Kasım seçimlerinden aylar öncesinde AK Parti’nin yüzde 30’un üzerinde oy alacağını birkaç basın yayın organı belirtmiştir. Yapılan anketler ve kamuoyu araştırmaları hep AK Parti lehine çevrilmiş ve alıcı olan seçmene böyle yansıtılmıştır. Seçmen bunu kendine göre değerlendirdi ve olumlu feed back ( geri besleme ) ‘ler yaparak AK Parti’yi tek başına iktidara getirdi. Kitle iletişim araçlarının bunda payı oldukça büyüktür.

Ülkemizde medya bölünmüş durumda. Medyamızın bir grubu, 80’lerden kalan sağcılık- solculuk kavramları ile uğraşırken bir bölümü de Türk- Kürt, Alevi- Sunni ideolojileri ile habire uğraşıyorlar. Medya sektörü oldukça büyük paralar ile ayakta kalabilen bir sektördür. Onun için bu parçalanmış medyanın bir kısmı ayakları üzerinde daha rahat durmak için iktidardaki partinin veya partilerin paçalarına yapışıyorlar. Bir kısmı da sesini duyurmak muhalif olanları kendi yanlarına çekmek ve trajlarını yükselterek yayın hayatlarına devam edebilmek için, muhalefet yapıyorlar. Peki böyle bir ortamda bizden doğru haber bekleyen insanlarımıza nasıl doğru haberler verebiliriz? Hani nerde gazetecilik meslek ahlakı, hani nerde objektiflik. Biz İletişim Fakültelerinde objektifliği, gazetecilik meslek ilkelerini öğrenirken mesleğe atıldığımız zaman, kalem oynatamıyoruz.

Kalem oynatsan bile çalıştığın basın yayın organı hangi tarafsa ona göre yazman gerekiyor. Yoksa kapı sana çok yakın. Çünkü senin gibi dışarıda ekmek parası için bekleyen binlerce gazeteci var.

Ülkemizde maalesef böyle bir ortam var. Daha nitelikli ve objektif haber yapabilmek için, bu ortamın ortadan kalkması ve muhabirlerin yazdığı haberlerin hiç değiştirilmeden gazeteye verilmesi gerekir. Gazeteci siyasetçi ilişkisi düzeyli bir şekilde işlemeli ve tarafsızlık olmalı. Fakültemizde bizlere öğretilen ilkeleri sektörde rahat bir şekilde uygulamamız gerekiyor.

Tarafsız bir basın için…

Anahtar Kelime: ,
YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN