Kırşehir Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. Mehmet Öncel yaptığı basın açıklamasında Sonbahar ve Kış mevsimlerinde halkımızın ister istemez depresyona girdiğini söylerken sözlerine şöyle devam etti.
Gün ışığının azalmaya başladığı sonbahar ve kış aylarında mevsimsel depresyon riskinin yüksek olduğu dönemlerde sabahları yataktan çıkmak istemiyor uyandığınızda kendinizi halsiz hissediyorsanız mevsimsel depresyona girmiş olabilirsiniz.
“Sonbaharda havanın soğuması, hava kirliliğinin artması, toplu ve sıkışık ortamlarda yaşam, okulların açılması ile özellikle çocukların kaynak olduğu soğuk algınlığının sürekli bulaşması hastalıkların oranını artırır.
Sonbaharda sıklığı artan enfeksiyon hastalıkları soğuk algınlığı, nezle, grip, tonsillit (bademcik iltihabı), farenjit (boğaz iltihabı), larenjit (ses telleri bölgesi olan larenksin iltihabı), sinüzit, otitis media (orta kulak iltihabı) bronşit ve pnömonidir.
Soğuk algınlığı, nezle ve grip virüslerle oluşan hastalıklardır.
Belirtileri halsizlik, ateş, boğazda yanma, burun tıkanıklığı veya akması ve kas ağrılarıdır.
Bakteri denilen, antibiyotiğin etkilediği mikroplarla olan tonsillit, farenjit, larenjit gibi enfeksiyonlarda ise şiddetli ateş ve boğaz ağrısı, ses kısıklığı, gıcık tarzında öksürük ve kırgınlık oluşur.
Orta kulak iltihabında ise en belirgin özellik şiddetli kulak ağrısıdır.
Akut sinüzitte baş ağrısı, burun tıkanıklığı, başın ön kısmı ve elmacık kemikleri üzerinde dolgunluk hissi tipiktir.
Akut bronşit ve pnömonide öksürük, kirli renkte balgam, nefes darlığı ve göğüs ağrıları tabloya eklenir.
Virüslerle oluşan enfeksiyonlar antibiyotiğe ihtiyaç göstermeden iyileşirler.
İstirahat, bol sıvı alımı, vitaminler, ağrı kesiciler ve halk arasında antigripal adı ile bilinen dekonjestan- antihistaminik ilaçlarla iyileşme sağlanır.
Yalnızca gripte özel virüs ilaçları kullanılır.
Basit enfeksiyonlarda belirtiler 2-3 günde hafifler ve geriler.
Daha çok bakterilerle olan tonsillit, farenjit, sinüzit ve orta kulak iltihabı gibi enfeksiyonlarda ise antibiyotik gerekebilir.
Bu nedenle doktora başvurmak lazımdır.
Temel prensip olarak 2-3 günde gerilemeyen belirtiler söz konusu ise bir sağlık kuruluşuna başvurulması önerilir. Özellikle grip (İnfluenza) ve bakteriyel enfeksiyonlar tedavi edilmezse enfeksiyonların ilerlemesi sonucu ölüme kadar giden komplikasyonlara yol açabilirler.
Bu enfeksiyonlar en sık çocuklarda görülür.
Yaşlılar, diyabet, astım gibi kronik hastalığı olanlar diğer risk grubunu oluştururlar. Erişkinlerde ise vücudu dirençsiz kılan aşırı yorgunluk, stres, beslenme düzensizliği, soğuğa maruz kalma gibi durumlarda hastalıkların görülme sıklığı artar. Meslek olarak sağlık çalışanları, polis, itfaiye görevlileri, öğretmen ve asker gibi toplumsal işler yapan ve dış etkenlere daha çok maruz kalanlar risk altındadır. Okullar, kalabalık işyerleri ve ofisler, fabrikalar, bakımevleri gibi yerler, hastalığın kolayca yayıldığı ortamlardır.
Grip bu hastalıklar içerisinde aşı ile korunulabilen en önemli hastalıktır. Hastalığın toplumda yayılmasını önlemek ve risk grubu olarak adlandırılan insanları korumak için her yıl grip aşısı yapılması önerilmektedir. Grip aşısının önerildiği gruplar ise şunlardır: