İnsanın eli boş kalınca, yalnız da olunca eski defterleri karıştırır. Müflis tüccar gibi bir çözüm ararmış. Ben de oturdum koltuğa eskileri, yenileri, öğretmen olduğum günleri, arkadaşlarımın Nevşehir’de kaleye çıkarsam hep orada kalacağımı, kaleye çıkmadığım halde Ürgüp’lü bir arkadaşımla evlenip, kırk yıl evli kaldığım günleri hayal ederken, Selda’nın anne bak sana müjdeler getirdim demesiyle kendime geldim.
Cicili bicili bir cüzdanın içinden resimler çıkardı. Bu resimler Ayper’in, Selda’nın ve Ecem’in liseden mezun oldukları resimleriydi. Sonra bir tutam kağıtları uzattı. Bunlar benim öğrencilerimden gelen çok kıymetli sevgi dolu cümlelerdi. Fakat içlerinde öyle bir mektup vardı ki, tekrar tekrar okudum ve göz yaşlarımı tutamadım. O mektubu başta size gönderdim. Okuyunca eminim siz de heyecanlanırsınız. O tarihte internet yok, cep telefonları yok ve mektup o kadar içten, o kadar sade ki bayıldım. Keşke şimdi onlarla olsaydım. Bana sevgiyi öğrettin öğretmenim diyordu.
Yirmi sekiz yıllık öğretmenliğim de çocuklarıma, öğrencilerime sevmeyi öğrettiğimi kuşları böcekleri, kedileri , her türlü canlıları köpekleri ve insanları ve kendilerini sevmeyi.
Biliyorum ki o dönemde öğretmenlerin hemen hemen hepsi aynıydı. Çünkü biz Atatürk’ün gösterdiği yoldan giden Cumhuriyet Öğretmenleriydik.
Bizim görevimizdi, okumayı, yazmayı ve verilen programları uygulamak.
Bizim esas görevimiz benim için en önemli olan ahlaki kurallar da vardı. Hangi durum da olurlarsa olsunlar yalan söylemek yok. Başkasının eşyalarını izinsiz almayın. Çalmayın, çırpmayın. Yardım sever olun. Başkalarını küçümsemeyin. Büyük Atatürk’ün gösterdiği ışıklı yoldan gidin.
Eeee ne oldu şimdi. Toplum sevmeyi mi unuttu. Sev ve öldür, sev ve öldür. Bu nasıl sevgi. Önce sev, sonra öldür. Yakalım, yıkalım, ağaç bırakmayıp keselim. Bu kabustan nasıl çıkacağız biliyor musunuz? Biribirimize güveneceğiz, seveceğiz. Kimseyi aldatmayacağız. Vurup kırarak değil, sorunlarımızı hukukta arayacağız. Düzelebilmemizin bir yolu da gelen zararlı canlılar. Hepsini yollayacağız evlerine. Zararlı tohumların hepsini yok edeceğiz. Akıllı olacağız. Bize lazım olan en önemli şey akıllı olmak. Yanlışları silip atmak, yanlış yapanlardan uzak durmak. Ne olursa olsun peşlerinden gitmemek.
Gelelim canım oğlum Aziz Yurt’a. İnşallah istediğin yerlere geldin. Şuna eminim bu düşüncelerde olan sevgili öğrencim amacına ulaşmış söz verdiği gibi vatanına milletine yararlı bir insan olmuştur. İstediğin Fen adamı,ya da öğretmen olmuşsundur. Görüşmek mümkün olursa çok sevinirim.
Sağlık, saygı, selam ve sevgi her birinize canım arkadaşlarım.