Bir ülkede adalet yerine gelmezse, hukuk siyasetin emrine girerse,iktidar elinde ki yetkiyi silah olarak kullanırsa,kanunları hiçe sayarsa,işlerine geldiğince uygulamalar yaparsa,orada kargaşa, sıkıntılar,ihanetler eksik olmaz.
Ak parti iktidara geldikten sonra hızla kadroları değiştirip istediklerini liyakatine bakmadan makamlara taşıdı.İktidarın değirmenine su taşımayanları çeşitli yollarla,çıkardıkları kanunlarla yerlerinden ve yurdundan ettiler.
İşe alacaklarında ki kıstaslarda imam hatipli olmasını, tarikatların reveranslarını,partiye üye olanları makamlara, kadrolara taşıdılar. Devletin tarafsız kalması gereken,adaletli işler yapması beklenen kurumlar ettikleri yeminleri hiçe sayıp iktidarın emrime göre hareket ettiler.
Başta T.R.T. olmak üzere, RUTİK, TUİK, ANADOLU AJANSI,Adaleti temsil eden kurumlar güvenirliliğini kaybetmeye başladı. Yapılan seçimlerde her çeşit hile uygulanırken halkın güvendiği Yüksek Seçim Kurulu inanılmaz kararlarla her şeyi alt üst etti.
Geçmiş yıllarda seçimden önce Adalet Bakanı, İç işleri Bakanı ve Ulaştırma Bakanları değişir ve tarafsız kişiler getirilirdi.Bu kuralı Yüksek Seçim Kurulu neden değiştirdi? Parmak boyasını neden kaldırdı?
İki buçuk milyondan fazla basılan oy pusulaları sahtekar partililerce devreye sokulduğunu biliyoruz.Yüksek Seçim Kurulu en büyük hatalarından birine imza attı. Yönetmeliğe göre kabul edilmeyen mühürsüz oyları sayım sırasında toplanarak kabul ettirdiler. Dere geçerken at değiştirdiler. Maç devam ederken hakem değiştirdiler.
Referandumda hayır çıkacak oylar hileyle evet e döndürdüler. Muhalefet cılız kaldı.Bazı itirazlarda reddedildi.Başkanlık ve tek adamlık sisteminin gelmesiyle ülke her alanda sıkıntıların içine düşürüldü.
Yüksek Seçim Kurulu’nun ikinci ve affedilmez hatası, İstanbul Belediye Başkanı seçiminde 13 bin oy farkıyla kazanan Ekrem İMAMOĞLU’nuna tahammül edemeyenler, Yüksek Seçim Kuruluna itiraz ettiler. Yüksek olmayan seçim kurulu da zarflara atılan 4 pusuladan 3 ünü kabul edip Belediye Başkanına verilen oy pusulalarını iptal etmiştir.
Böyle bir uygulamayı Afrika da ki kabileler bile yapmaz.Büyük masraflarla seçimin yenilenmesinden dolayı İstanbul halkı öyle bir cevap verdi ki,tarih boyu unutulmaz.810 bini aşkın oy patlaması iktidar sevdalılarını şoke etti.
Yüksek Seçim Kurulunun yasayı delmesi adet haline gelmiştir. Tayyip Erdoğan’ın tekrar aday olamayacağı bilinirken, adaylığına onay vermiştir. Milletvekilliğine soyunan bakanların devlet imkanlarından yararlanarak mitingler yapmaları kabul edilemez bir durumdur.
Siyasette seviye o kadar düştü ki,halk olarak hepimiz tedirginlik yaşamaktayız. Tayyip Erdoğan’ın, Devlet Bahçeli’nin ve İç işleri Bakanı Süleyman Soylu’nun davranışları, hakaretleri, tehditleri kabul edilecek cinsten değildir.
21 yıldır ilkeyi bu hale getirenler, problemleri yaratanlardan fayda beklemek hayalden öte gitmeyecektir. Eli kanlı Hüdapar’ı ittifaka alanlar, neyin peşindeler? Hüdapar’ın isteklerini hiç mi düşünmediler? Suriyeliler ve Afganlılara bel bağlayanlar ülkeyi ateşe atmaktadırlar.Başkanlık sistemi kaldırılmalı, demokrasiye dönülmelidir.