Oy Dağlar, Yüksek Dağlar ,Başı Dumanlı Dağlar
Saat 05 uyandık. Çayı koydum. Küçük bir kahvaltı masasında yedik. Gün içinde yiyeceklerimizi akşamdan hazırlamıştık. Çok heyecanlıyız ilk kez dağlara yürüyüşe gideceğiz. İlk yürüyüşümüz spil dağı. Zorlu bir dağ olduğu söyleniyor.
Saat 07’de Atakent otobüs durağından bindik otobüse. Sabahın erken saati de o kadar güzel ki.
Yürüyüşe başlama noktasına kadar otobüsle gittik. Otobüsten indik. Yürüyüşe başladık. Başlama noktası Manisa otobüsten indik. Dokuz Eylül Dağcılık derneği başkanı Ali Fidan. Kısa bir yürüyüşten sonra başkan bizi topladı. Günaydın dedik dedikten sonra yürüyüş kurallarını anlattı
Kimseyi tanımıyorum ama sonradan çok iyi arkadaş olduğumuz Engin Erçegil’e burada tuvalet nerde diye sordum. Güldü ihtiyacın olunca söyle dedi. İhtiyacım var dedim. Sık yapraklı bir ağaçın altını gösterdi. Burada tuvaletin bir adı var çiçek toplama diye ad koymuşlar. Kanada’da dağ yürüyüşlerine gittik. Orada dağlarlarda tuvalette vardı. Tuvalette su ve tuvalet kağıdı bile vardı. Ülke farkı.
Yürüyüş iki gruba ayrılmış A grubu normal yürüyenlere, B grubu hızlı yürüyenler içindi. Rahmetli eşim bir iki yerde duramadığı için. hemen hızlı dedi. ama ben A grupta yürüyelim; dedim çok hızlı yürüyebileceğimi ummadığım için. Bir arkadaşımız siz ilk katılıyorsunuz.yavaşta yürüyün dedi. Bilmiyorum Spil’e hiç gittiniz mi daha önce. Çok güzel, yemyeşil ve yılkı(yabani ) atlarının çok olduğu bir yer. Dağcılıkta çok güzel bir bağlılık var. Herkes getirdikleri yiyecekleri( kuru yemişler, meyva ve yiyecekleri paylaşıyorlar. Zor bir tarafı da var ki yol uzun. İkide bir başkana soruyoruz. Mola yeri yakın mı? Diye. Her sefer şu tepenin ardı. O tepeyi geçiyorsunuz yine mola yerine gelemiyorsunuz. Ya da100m. 400m kaldı deniyor ama hiç öyle değil. Dağcılıkta en güzel şey paylaşımcılık. Çok güzel ama yürüyüşte mesafe yi hiç doğru demiyorlar. Bunun anlamı yürüyüşlere çok sık gidince anlıyorsunuz. Eh ne yapalım bu kadar kusur kadı kızında da olur.
Dağcılık çok zevkli, ama o kadar da zor. Ama bedenen, ruhen ve paylaşımcılıkta çok şey kazandırıyor, tertemiz havada sağlık, kazanıyorsunuz . Gülmeyen yüzler gülüyor. Sevginin gücü ortaya çıkıyor.
Dağcılıkta en sevdiğim etkinlik çadır kamplarıydı. Ecem de çok severdi bu etkinlikleri. Akşamları kamp ateşi yakılır ve bütün dağcıları ateşin başına toplar. Herkes marifetini ortaya koyardı. Şarkılar, türküler, gün görmemiş fıkralar . Herkesin yüzü bir başka güzel görünür. Boşa denmiyor. İnsan mutluysa güzel görünür. Dağcılıkta gün sona erip eve dönünce ,yürürken göremediğin kaç çalıya takıldığın, ayaklarına ne kadar kaç diken batmış görürsünüz. Kaç kez düşüp, dizlerini, kollarını kaç çalıya takılıp sizi yaraladığını görürsünüz. Artık gitmeyeceğim dersiniz ama perşembeden hazırlanmaya başlarsınız.
Dağlara selam, eşime rahmet, sizlere de sağlık diliyorum canım arkadaşlarım. Hoşça kalın.