Üniversite tercihlerinin açıklanmasının ardından öğrenciler, ev ve mobilya arayışına girdi. 2. el mobilya satışı yapan Haci Tokmak, ürünlerine en çok talep gösterenlerin öğrenciler olduğunu söyledi. Tokmak, okulların açılmasıyla birlikte, spotçu piyasasının daha da hareketleneceğini belirtti.
Kırşehir’de 2. el mobilya dükkânı işleten Tokmak, şimdilik piyasanın durgun olduğunu ve eşya bulmakta zorlandıklarını söyledi. Sıfır ürünlerdeki fiyat artışından dolayı özellikle asgari ücretle geçinen ailelerin 2. el piyasasına daha sıcak baktığını belirten Tokmak, “Bizlerden en çok öğrenciler alışveriş yapıyor. Yaz tatilinde olduğumuzdan okullar kapalı olduğu için fazla müşteri yoğunluğu yok. Piyasa durgun. Ancak, okullar açılınca piyasa hareketlenir. Çünkü, şehir dışından gelen öğrenciler ev tutmak istediğinde mobilyalarını 2. el almayı tercih ediyor. Sıfır ürünler çok pahalı. Bize sadece öğrenciler de gelmiyor. Asgari ücretle geçinen aileler de artık buralardan alışveriş yapıyor.” dedi.
Tokmak, büyük mağazalar gibi taksit uygulamasını gerçekleştirmediklerini belirtti. Ödemeyi nakit olarak alma nedenlerini ise şöyle açıkladı: “Bizde KDV uygulaması yok. Bir koltuk takımını 2 bin-3 bin TL’ye satabiliyoruz. Büyük mağazalar 25 bin diyor, KDV koyuyor. Biz burada koymuyoruz. Mağaza gibi satmaya çalışsak müşteri kaçıp gider.”
Satın alınan ürünlerin kaliteli, az hasarlı hatta sıfır hasarlı olmasına çok dikkat ettiklerini belirten Tokmak, ürünlerdeki küçük hasarları tamir ederek müşteriye sattıklarını söyledi. Tokmak, sözlerine şu şekilde devam etti: “Ufak tefek arızaları biz değiştiriyoruz. Yanık varsa düğme takıyoruz, kırık varsa onları değiştiriyoruz. Arızaları onarıp, müşteri de beğenirse satış gerçekleştiriyoruz. Ürünler en fazla 1-2 senelik ise satın alıyoruz. Çok eski ürünleri almıyoruz. Beyaz eşyalarda çok dikkatliyiz. Motorunda sorun varsa almıyoruz. Kimsenin vebaline girmeyiz. Bunu satın alacak kişi öğrenci. Öğrencinin parası olsa gider, sıfır ürün alır. Aileler çocuklarını buraya okumaya gönderiyor. Bin TL fazla veririm daha kaliteli ürün alırım. Örneğin tayini çıkan, acil satması gereken kişilerden sıfıra yakın ürünler alıyoruz.”
Fiyat-performans değerlendirmelerinde ücretlendirmenin nasıl yapıldığı hakkında da bilgi veren Tokmak, “Eski ürünleri zaten almıyoruz. Bazen, eski ürünlere gidip bakıyoruz. Değerlendirilebilecekse alıyoruz. Örneğin, bir ürünü 3 bin TL’ye alıyorsam 5 bin TL’ye satıyorum. Çünkü, nakliye ücretlerini de biz karşılıyoruz. Biz bu noktada bin, bin 500 arası bir kazanç sağlıyoruz.” dedi.
‘’İnternet satışları bizim işlerimizi aksatıyor’’
İnternet üzerinden 2. el ürün satışı gerçekleştiren platformları takip ederek, ürün aldıklarını belirten Tokmak, “Bazı platformları takip ediyoruz. Eğer bulamazsak ilan açıyoruz. Bu şekilde ürün arıyoruz. En kötü, kuytu köşelerdeki yerlere gidip bakıyoruz atılan ürün var mı diye. Bazı esnaflardan alıyoruz. Sokak aralarından buluyoruz. Yani, ürünü kovalıyoruz. Diğer türlü olmuyor. Zaten bireysel satış gerçekleştirenler oluyor. Bu internet üzerinden direkt müşteriye ulaşıp, satan insanlar bizim işlerimizin aksamasına neden oluyor. Çünkü, müşteri bize gelmiyor. Hemen internetten bakıyor, alıyor. Kolay olduğu için orayı tercih ediyorlar. Bizim işimize taş koyuyorlar. Öğrencilerin yarısı İnternet üzeri uygulamadan alıyor. Bizim aylık giderimiz 40 bin TL. Kiramız var, elemanların maaşları var. Ancak öğrenci oradan alışveriş yaptığında nakliye parasını da kendi ödüyor. Ancak bizden alışveriş yaptıklarında daha ucuza satın alabiliyorlar.” dedi.
Tokmak, pandemi döneminde çok sıkıntı çektiklerini, birçok esnafın dükkân kapattığını, borç yüzünden intihar vakalarının arttığını belirtti. Tokmak, “Pandemi dönemindeki esnaf desteğinden bazıları yararlandı, bazıları yararlanamadı. Kredi yardımında da aylık ödemeyi kolaylaştırdılar. Ancak dediğim gibi o kredi de herkese çıkmadı. Şu an esnaf çok sıkıntıda. Kimseye muhtaç değiliz, elimize 10 kuruşta geçse şükrediyoruz. Helalinden paramızı kazanıyoruz, çocuklarımıza ekmek götürebiliyoruz. 10 TL, 20 TL olsa da götürüyoruz. Ancak Türkiye’de ekonomi çok kötüye gidiyor. Esnaf sarsılmış durumda. Herkes krediye yöneldi. Dükkanının üzerine kredi çekiyorlar. Sonra ödeyemiyorlar. İş yok, müşteri yok nasıl ödesinler? Krediyi ödeyemeyince intihara yönelenler oldu. Ortalık çok kötüleşti. Burada birçok esnaf, dükkân kapattı. Ailesi dağılanlar var. Ödeyemeyince ne yapacak bu esnaf? Bizim pandemi öncesinde işlerimiz iyiydi. Ancak sonrasında çok kötü oldu.” ifadeleriyle esnafın zor bir süreçten geçtiğini vurguladı.
Küçük esnafın ekonomik zorluklar karşısında teker teker dağıldığını, sektörün çok zarar gördüğünü belirten Tokmak, müşterilerdeki marka düşkünlüğüne de değindi. Kumaş kalitesi, kullanım kalitesi olarak aynı ürünleri satsalar bile müşterilerin büyük mağazaları tercih ettiğini, bunun bir ‘marka düşkünlüğü’ olduğunu, ürün değil isim satın aldıklarını belirten Tokmak, küçük esnafa el birliğiyle destek olunması gerektiğini söyledi.
Tokmak, müşterilerin mağazalarda yüksek fiyat olmasına rağmen 25 bin TL olan ürünü, 20 bin TL’ye alabildiklerinde ‘indirim’ gözüyle baktıklarını, spotçu dükkanına geldiklerinde 3 bin TL’yi fazla bulduklarını söyledi. Tokmak, “Bizde 3 bin TL’ye satılan ürüne pahalı diyorlar. Yan taraftaki mağazada 25 bin TL ödeyebiliyorlar. İnsanlar, sırf ‘ben buradan alışveriş yaptım’ demek için bu kadar fazla para ödüyor. Bunun başka bir açıklaması olamaz yoksa. Çünkü, bizde sıfıra yakın ürün satıyoruz ve bunu 3 bine, 4 bine veriyoruz. Ancak müşteri bu fiyatı fazla buluyor. Çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve diğer beyaz eşyalar; koltuk takımı, yatak takımı gibi ürünler toplu alındığında büyük bir masraf çıkarıyor. Bizim zaten genel müşteri profilimiz, öğrenciler. Onlara da tüm ev eşyaları lazım. Bizde burada, o ürünleri temin etmeye, onları da mağdur etmemeye çalışıyoruz. Bazen gelip soruyorlar ‘şu ürün var mı yok mu’ diye. Eğer elimizde yoksa, yok diyoruz. Oyalamıyoruz, kandırmıyoruz ‘şu gün getiririz’ diye. Çünkü, bizler de ürün bulmakta zorlanıyoruz.” dedi.
(Haber Cemre Bayram)