Kırşehir İl Müdürlüğü, son günlerde yaygınlaşan meme kanseri hakkında açıklamalarda bulundu. Meme kanserinde beslenme şekli, hastalığı yavaşlatıyor Diyerek açıklamalarda bulunan İl müdürlüğü kamuoyu için şunları aktardı.
Meme kanseri ile mücadelede doğru beslenmenin olumlu, yanlış beslenmenin ise olumsuz yönde etkisi olduğuna dikkat çeken Kırşehir İl Müdürlüğü, “Buna göre, yoğun tuz tüketimi, salamura besinler, işlenmiş gıdalar, kızartılmış et tüketimi önerilmiyor. Meyve ve sebzeler zengin vitamin ve mineral içeriği bakımından meme kanseriyle mücadelede tüketilmesi gereken yiyeceklerin başında geliyor. Kanser hastalarında doğru beslenme hastalığı yavaşlatabiliyor. ” diyor.
Meme kanseri kadınlarda görülen en yaygın kanser türü olarak biliniyor. Birçok faktör meme kanserinde risk oluşturabiliyor. Genetik faktörler kadar çevresel faktörler de meme kanserinde önemli rol oynuyor. Yapılan araştırmalarda beslenme düzeninin ve obezitenin meme kanseri riskini, nüksü ve sağkalımı önemli ölçüde etkilediğine vurgu yapan Kırşehir İl Müdürlüğü, beslenmenin meme kanserinde dikkat edilmesi gereken konulardan biri olduğunun altını çiziyor.
Antioksidan İçeren Besinler Tüketilmeli
Meyve ve sebzeler zengin vitamin ve mineral içeriği bakımından meme kanseriyle mücadelede tüketilmesi gereken yiyeceklerin başında geliyor. Özellikle vitamin C ve vitamin E’nin antioksidan rolü biliniyor. Brokoli, ıspanak ve beyaz lahana gibi antioksidan içeren sebzeleri meme kanserli hastaların beslenmesinde önerdiklerini dile getiren Çitgez, “Bunun yanı sıra, yaban mersini, üzüm, çilek, kiraz gibi kırmızı meyveler de antioksidandan zengin besinler. Son yıllarda çok sık gündeme gelen D vitamini yine meme kanserli hastalarda da çok önemli rol oynuyor. Yapılan çalışmalarda D vitamini eksikliği saptanmış meme kanserli hastalarda kanser nüks etme riskinin arttığı gözlenmiş. Kemoterapi ve diğer onkolojik tedaviler sonrasında kemik sağlığının korunması açısından da D vitamini kritik bir öneme sahip” diye ekliyor.
Bu Yiyeceklere Dikkat !
Meme kanseri ile mücadelede doğru beslenme olumlu, yanlış beslenme ise olumsuz yönde etki yapıyor. Buna göre, yoğun tuz tüketimi, salamura besinler, işlenmiş gıdalar, kızartılmış et tüketimi önerilmiyor. Bu yiyeceklerin meme kanserinin yanı sıra birçok kanser türünde de risk faktörü oluşturduğuna dikkat çeken Kırşehir İl Müdürlüğü, şöyle devam ediyor: “Az yağlı süt ve süt ürünler, beyaz et, baklagiller ve yumurta düzenli olarak tüketilmeli. Son yıllarda özellikle süt tüketimi meme kanseri oluşumu açısından suçlanmış ancak yapılmış bilimsel çalışmalarda bu konuda net bir veriye ulaşılmamış. Arpa, buğday ve yulaflı yiyecekler, esmer pirinç, kinoa gibi bol lif içeren gıdalar da besin planına alınmalı.”
Hayvansal Yağlardan Uzak Durulmalı
Meme kanserli hastalarda yağ tüketimi önemli. Yüksek miktarda hayvansal kaynaklı yağ tüketimi önerilmiyor. Meme kanserli hastalara doymamış yağ asidinden zengin besinlerin önerildiğini söyleyen Kırşehir İl Müdürlüğü, şunları anlatıyor: “Yağlar A,D,E ve K vitaminlerinin emilmesine aracılık eder. Doymamış yağ asitlerinden omega 3 ve 6 yağ asidi vücutta üretilemez. Kanser hastalarında önerilmekle birlikte kalp hastalıklarında, yüksek kolesterolü bulunan hastalarda da omega 3 vitamini ile zenginleşmiş beslenme önerilmekte. Vücut için gerekli olan omega 3 ve omega 6 yağ asidinden zengin deniz ürünlerinin tüketimi meme kanserli hastalarda haftada iki kez besin planına eklenmeli.”
Şekerli Gıdalarla Dost Kalınmamalı
Meme kanserinde fazla şeker tüketimine özellikle dikkat edilmeli. Özellikle yüksek düzeyde işlenmiş şeker içeren gıdalardan uzak durulmalı. Normal miktarlarda alınan doğal kaynaklı şekerin zararı olmamakla birlikte fazla ve kontrolsüz şeker tüketimi vücuttaki yağ dokusunun artmasına ve dolaylı yoldan östrojen artışına neden oluyor. Bunun da fazla üretilen östrojen hormonuna bağlı olarak hastalarda insülin direnci ve tip2 diyabet hastalığına yatkınlığa sebep olduğunu belirten Kırşehir İl Müdürlüğü, “Diyabete ve obeziteye yatkınlık artar. Diyabet ve obezite meme kanseri de dahil birçok kanser türünde risk faktörü. Öte yandan beslenmenin yanı sıra sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmazı fiziksel aktivite. Örneğin; haftada ortalama 2-3 saatlik yürüyüş vücut kitle indeksinin korunması amacıyla da öneriliyor” diye anlatıyor.(Haber Merkezi)