Son aylarda döviz kurunda yaşanan yükselişin ilaç sektöründe de bazı sıkıntılara yol açabileceğine işaret eden eczacı Musa Çubuk, önümüzdeki aylarda ilaç sektöründe tedarik sıkıntısı yaşanabileceğini söyledi.
İlaç sektörü, toplum sağlığı ile doğrudan ilişkili olması nedeniyle sektörde yaşanan gelişmeler toplumu yakından ilgilendiriyor. Döviz kurundaki yükseliş sağlık sektörünü de olumsuz yönde etkiliyor. Bazı ilaçlar piyasada ya kısıtlı olarak temin edilebiliyor ya da hiç bulunmuyor.
Son aylarda döviz kurunda yaşanan yükselişin ilaç sektöründe bazı sıkıntılara yol açabileceğine işaret eden yaklaşık 45 yıldır eczacılık yapan Musa Çubuk, Arena Gazetesine yaptığı açıklamada, önümüzdeki aylarda ilaç sektöründe tedarik sıkıntı yaşanabileceğine dikkati çekti.
Salgın nedeniyle geçtiğimiz yıl bazı ilaçların piyasada bulunmadığını anımsatan Çubuk, “Döviz kurundaki yükselişten dolayı yaşanan sıkıntının temel nedeni ilaçların ya tamamının ya da ham maddelerinin ithal edilmesi. Bu durum ilaç sektörünün sıkıntıya girmesine neden oluyor. Geçen sene salgın döneminde ilaç sektörü zor durumda kaldı.” dedi.
“Şu an piyasada ciddi bir ilaç krizi yaşanmıyor ancak önümüzdeki günlerde yaşanabilir”
Şu anda piyasada ciddi bir ilaç krizinin yaşanmadığını ancak ilerleyen günlerde sıkıntı yaşanabileceğine işaret eden Çubuk, şöyle konuştu:
“Şu an dediğim gibi çok büyük bir sıkıntı yok ancak gidişat gösteriyor ki ilerleyen günlerde piyasada ilaç bulma sıkıntısı yaşanabilir. Bunları söylerken eczacı ‘zam beklentisi’ içinde kesinlikle değil. Bizim derdimiz vatandaşla karşı karşıya gelmek ve onlara ‘ilaç yok’ demek istemiyoruz. Vatandaşa ‘ilaç yok’ dediğimiz zaman suçlu biz oluyoruz. “
“Vatandaşa ilaç yok demek çok ciddi bir sıkıntı”
“Vatandaşa ilaç yok demek çok ciddi bir sıkıntı” diyen Çubuk, “Bu durumun sorumlusu maalesef ‘eczacılar’ gibi görünüyor. Vatandaş eczacıya sitem ediyor, bizle kavga da ediyor. Vatandaşa izah edemiyorsunuz. Vatandaşın ilaca ihtiyacı var. Çocuğunu hasta bir şekilde ilacı vatandaş temin etmek zorunda. Öyle olunca eczacılar zor durumda kalır.” diye konuştu.
“Öksürük şurubunda tedarik sıkıntısı yaşanabilir”
Eczacı Çubuk, cam fiyatlarındaki artışın ilaç fiyatlarına yansıdığına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Önümüzde günlerde bizi bekleyen sıkıntılar var. Örneğin ateş dürücü ve ağrı kesiciler piyasada bulunmayabilir. Tabii bu ilaçlar kanser ilaçlarının ya da yurt dışından gelen ilaçlar kadar insanlara önemli gelmeye bilir ama öksürük şurubu da önemli bir ilaç. Açıkçası ithal edilen birçok ilaç önümüzdeki günlerde piyasa da bulamayabiliriz. Bu gidişat bizi 2021 yılının son aylarına doğru götürüyor. 2021 yılının kasım ve aralık ayı, 2022 yılının ise ocak ayında ilaç sektörü çok sıkıntı çekti. Eczacılar da çekti.”
Son yıllarda eczacıların yaşadığı sıkıntılar olduğunun altını çizen Çubuk, ilaç fiyatlarının senede bir kez güncellendiğini anımsatarak, bu konuyu şöyle değerlendirdi:
“Türkiye’de ilaç fiyatları yılda bir kez güncelleniyor. Senede bir kez fiyat güncellemesi uygulamasından vazgeçilmesi lazım. Senede bir kez fiyat güncellemesi doğru değil. Senede en az 3 kez fiyat güncellenmeli. Vatandaş sıkıntı çekmesin. İlaçlarda uygulanan bir yıllık sabit kur her yılın sonunda bir ilaç krizini ortaya çıkarıyor.”
“Bir dönem piyasada ‘uyuz ilacı’ bulunamadı”
Şener, piyasada bir dönem ‘uyuz ilacı’ bulunmadığına anımsatarak, “Uyuz ilaçları bu dönem sorulmuyor. Sorulmadığına göre de uyuz rahatsızlığı çok yok. Uyuz ilacı bir süre gerçekten piyasada bulunmuyordu.” dedi.
Salgın döneminde çocuk şurupları ve antibiyotik ilaçlarında çok ciddi sıkıntıların yaşandığını vurgu yapan Çubuk, şunları kaydetti:
“Şubat öncesine göre eczacılık sektörü daha az sıkıntı yaşıyor. Ama dediğim gibi bu gidişat bizi o günlere döndürecek gibi görünüyor. 45 yıldır vatandaşlara hizmet veren biri olarak söylüyorum: Kesinlikle ve kesinlikle eczacının derdi ‘zam’ değil.”
Birçok eczanenin kapanma noktasına geldiğini belirten Çubuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle genç eczacılar çok sıkıntı yaşıyorlar. Hem döviz kurundaki artış hem de kira fiyatlarının yüksek olması eczacıları zor durumda bırakıyor. Kira ödeyen eczacıların sıkıntıları çok. Genel anlamda da giderler her geçen gün artıyor. Kira ödeyen bir eczacı kapısının kilidini açıp eczaneye girdiği zaman yüzde15’lerin üzerinde masrafı var. Kâr oranları da düşüyor. Kapanan çok sayıda eczane var. İflas eden çok eczacı var. Bu sayıda her geçen gün artıyor.”
Şener, eczacıların vatandaşla birebir temas kurduğunu, artan ilaç fiyatlarının sorumlusunu ‘eczacılar’ olarak göründüğünü ifade ederek, “Eczacılar olarak hasta ile doğrudan temas kuruyoruz. Hastanın sosyal güvenlik kurumuna ödediği paylar fazla artıyor. Geçtiğimiz yıllarda vatandaş ilaç farkı az verirken, şimdi vatandaş daha fazla ücret ödemek durumunda kalıyor. Bu durumda eczacı ve vatandaşı karşı karşıya getirebiliyor. Hâlbuki alınan paralarla eczacıyla hiçbir alakası yok. O paralar aynen sosyal güvenlik kurumuna gidiyor. Bunun yanı sıra hasta muayene ücretleri de var. İnsanlar hala ‘Siz mi bizi muayene ettiniz?‘ ‘Bizden muayene ücreti alıyorsunuz’ gibi söylemlerle eczacılar olarak karşılaşıyoruz. Hâlbuki muayene ücretleri tamamen devlete ödeniyor. Bizle hiçbir alakası yok.” diyerek sözlerini tamamladı.
(Haber Ufuk Tufan Doğan)