Beyaz çayın faydalarını ve zararlarını anlatan Özgen Öz gazetemize yaptığı konuşmalarda şunları söyledi: “Beyaz çay, siyah çaydan farklı olarak çay bitkisinin açılmamış tomurcuklarındaki ince gümüşi-beyaz tüylerinden geliyor. Bazıları beyaz çaya olgunlaşmamış çay yaprakları da diyor.
Rengi beyaz veya renksiz değildir, hafif sarı veya çok soluk sarı bir renge sahiptir. Siyah ve yeşil çaya göre daha hafif olan beyaz çay, gerçek bir çaydır ve en az işlenmiş olanıdır.
Diğer çaylara göre antioksidan açısından çok daha zengindir.
Beyaz çay içmek, vücudunuzun besinleri daha verimli emmesine ve metabolizmayı hızlandırarak kilo verme hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olabilir.
Kesin olmamakla birlikte, beyaz çay içmenin sağlık yararları büyük ölçüde çaydaki antioksidanlara ve polifenollere atfedilmektedir. Beyaz çaydaki antioksidanlar, RNA’nın oluşturulmasına ve kansere yol açan genetik hücrelerin mutasyonunun önlenmesine yardımcı olabilir. Beyaz çay cilt hücrelerini hidrojen peroksit ve diğer faktörlerin neden olduğu hasarlardan koruyabilir.
Antioksidan açısından zengin beyaz çay, pigmentasyon ve kırışıklıklar da dahil olmak üzere erken yaşlanma belirtilerine yol açabilen serbest radikallerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olur.
Beyaz çay antioksidanlarının anti-enflamatuar özellikleri, egzama veya kepek gibi cilt hastalıklarının neden olduğu kızarıklığı ve iltihabı azaltmaya yardımcı olabilir.
Beyaz çay cilt için faydalı olmakla beraber, aynı zamanda sağlıklı saçların oluşumu için de faydalar sağlar.
Beyaz çayda bulunan epigallokateşin gallat adı verilen antioksidanın saç büyümesini artırdığı ve erken saç dökülmesini önlediği kanıtlanmıştır. Beyaz çay, dişlerin sağlıklı ve güçlü kalmasına yardımcı olan yüksek seviyelerde flavonoidler, tanenler ve florürlere sahiptir. Florür, yaygın olarak diş çürümelerini önlemede bir araç olarak bilinir ve sıklıkla diş macunlarında bulunur. Hem tanenler hem de flavonoidler, diş çürümesine ve çürümelere neden olabilecek plak oluşumunu önlemeye yardımcı olur. Beyaz çay, gerçek çaylar arasında en yüksek L-theanine konsantrasyonuna sahiptir. L-theanine, aşırı aktiviteye yol açabilecek heyecan verici uyaranları inhibe ederek beyindeki uyanıklığı ve odaklanmayı geliştirdiği bilinmektedir. Beyindeki uyaranları sakinleştirerek, beyaz çay odaklanmayı artırırken aynı zamanda rahatlamanıza yardımcı olabilir.
Beyaz çaydaki kateşinlerin diğer antioksidanlarla birlikte Tip 2 diyabetin önlenmesine veya düzenlenmesine yardımcı olduğu gösterilmiştir.
Beyaz çay, ince bağırsakta glikoz emilimini gösteren amilaz enziminin aktivitesini etkili bir şekilde inhibe eder. Tip 2 diyabetli insanlarda, bu enzim nişastaları şekere ayırır ve kan şekeri artışlarına yol açabilir. Beyaz çay içmek amilaz üretimini engelleyerek bu ani artışları düzenlemeye yardımcı olabilir. Beyaz çay sağlıklı kalp fonksiyonlarının korunmasına yardımcı olur ve kan pıhtıları, felç ve kalp krizi gibi hastalıkları önler.
Beyaz çay diğer çaylara göre en az işlendiği için, daha fazla antioksidan içerir.
Beyaz çaydaki kateşinler kan basıncını düşürmeye, dolaşımı iyileştirmeye ve kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Beyaz çayda bulunan antioksidanların kolesterol seviyelerini, özellikle kötü LDL kolesterolü düşürür. Beyaz çaydaki kateşinler ve polifenoller, ağrıları hafifletmeye yardımcı olabilecek antienflamatuar özelliklere sahiptir.
Peki beyaz çayın zararlarından bahsedelim.
Yeşil ve siyah çaya nazaran daha az kafein içeren beyaz çayın 250 ml kadarında yaklaşık 50 mg kafein bulunmaktadır.
Bu nedenle de beyaz çay gebelik ve emzirme döneminde tüketilmemesi gereken çaylardandır. Fazla beyaz çay tüketimi çarpıntı, hipertansiyon, mide bulantısına neden olabilir. Beyaz çay ayrıca depresyon şikayetlerini de arttırıcı etkiye sahiptir.
Kan inceltici, demir desteği ya da farklı hastalıklar nedeniyle devamlı ilaç kullanan kişiler için de beyaz çay tüketimi uygun değildir.
Beyaz çayı demlerken 2-3 dakikada demleyin daha sonra süzüldüğünde ya da poşet çay fincanın içinden çıkarıldığında tüketime hazır hale geliyor.
Daha yoğun bir tat tercih eden kullanıcılar, arzularına göre beyaz çayı daha uzun süre fincanda tutarak demlenme sürecini uzatabiliyor.
Beyaz çayın taze yapraklarının aromasının suya nüfuz etme süresi, poşet çaylara göre daha uzun sürüyor.
Bu sebeple poşet beyaz çay demleme süresi açısından çok daha pratik bir kullanım sunuyor.
Beyaz çayın ideal demlenme süresi ve yoğunluğu, türüne göre farklılık gösterebiliyor.
Bazı beyaz çay türlerinin yapraklarını aromalarını kaybetmeden 2-3 kez tekrar demlemek mümkün. Ancak poşet çaylar bir kez daha kullanıldığında aromalarının bozulma ya da azalma ihtimali oldukça yüksek.
Son olarak, çay demlerken kullanılan suyun içme suyu olması da büyük önem taşıyor. Musluk suyu kaynatıldığında içindeki mikropların öldüğüne inanılsa da içindeki klor ve kireç kalıntıları nedeniyle çayın aroması etkilenebiliyor.” Diyerek sözlerini noktaladı. (Nurten Ceylan)