Türk Dünyası Topluluğu Başkanı
Mustafa ALTINTAŞ
SİYASET KARMAŞASI
Günlük yaşantımızda öyle kavramlarla karşılaşıyoruz ki artık bu kavramlarım kullanımlarının sıklığı herkes için aynı şeyleri ifade etmeye başlıyor. Siyaset kavramı da bu kavramlardan birisi haline gelmiş durumdadır. Doğal çevremizin bir parçası olan siyaset beslenme ihtiyacı, güvenlik ihtiyacı, çalışma ihtiyacı gibi hayatımızda yer etmiş durumdadır. Halk dilindeki kavramlarıyla siyaset denilince akla siyasi partiler, siyasiler, siyasetçilik gibi anlamlar gelmektedir. Bu da devlet yönetimi ile ilgili kişileri çağrıştırmaya yetmektedir. Birden fazla anlam karmaşasına yol açan bir kavram olan siyaset kavramı, yine halk dilinde kullanıldığı şekliyle “siyasi bir tavrı var” “siyasi bir gülüşü var” denildiği zaman siyasete ve bunu kavramı ifa eden kişilere ikiyüzlülük yüklemektedir. Yine bir başka deyişle “siyasi yoldan çözümler bulmalı” veya “siyasetin olmadığı yerde savaş olur” gibi cümleler de siyaseti; birleştirme, uzlaştırma ve barıştırma konumlarında göstermektedir.
Bu şekillerde birçok anlam yüklenmiş olan siyaset kavramı anlam bakımından zengin olarak ifade edilmektedir. Basit bir kavram olmayıp, toplumsal olgulara işaret eden bir kavramdır. Üstelik bu zenginliğin ulaştığı düzey, bu kavramın altında bulunan toplumsal olgunun da karmaşık, ve büyük olasılıkla, çelişik bir nitelikte bulunduğunu göstermektedir.
Bu kavramın başka kanıtları da bulunmaktadır. O da bilim insanlarının siyaset kavramı için ortaya attıkları birbirinden farklı tanımlardır. Bu bilim insanları yani siyaset bilimciler, kendi bilimlerinin ana konusu olan siyasette bir fikir birliğine varamamışlardır. Bir çoğu kavramın bir uğraş olduğu kanaatindedir. Kimine göre siyasetin konusunu devlet oluşturmaktayken kimine göre yönetimle alakalı ilişkilerdir. Bazılarına göre kaba kuvvet iken bazılarına göre belli değerlerin başkalarına dayatılmasıdır. Ama şu konuda bir görüş birliği sağlanmıştır ki o da siyasetin amacının, çatışan faktörleri uzlaştırmak olduğudur.
Ülkemizdeki siyaset Cumhuriyet’in kurulmasından bu yana tek bir çok siyasi tarafından yönetilmiştir. Tek partili sistem, çok partili sistem ve en sonda da partili Cumhurbaşkanlığı sistemi gibi değişik sistemlerle yönetilmeye devam edilmektedir. Amaç, bu ülkedeki insanların refah içinde, mutlu, huzurlu ve güvenli bir ortamda yaşamlarını devam ettirmektir. Ülkemizde 31 Mart 2019 tarihinde Mahalli İdareler seçimi yapılacaktır. Ülkemizin içinde bulunduğu durum göz önünde bulundurularak farklı siyasi partiler farklı stratejiler oluşturarak seçim yarışına hazırlanmaktadırlar. Burada siyasi partilerin amacı elbette ki belediyeleri alarak gücü kendi elinde toplamaktır. Fakat son gelinen noktada değişen rejim sisteminde ittifaklar bir çok kez gündeme gelmektedir. Bu durum farklı partilerin seçmenlerini rahatsız ederken bazı kesimleri de memnun etmektedir.
Ortada ülkenin bütünlüğü, vatanın korunması, milli değerler kavramı varken bir taraftan da insanların hayatlarını devam ettirmek, ailelerine ve çevrelerine karşı sorumlulukları bulunmaktadır. O yüzden de insanlar bazı değerleri herkesin içinde cesurca savunurken diğer taraftan “nasıl olsa bunu düşünen birileri var benim çıkarlarımı düşünmem gerek” anlayışıyla hareket etmektedir. Maalesef ki kendinden başkasını düşünen insan sayısı son yıllarda giderek azalmaktadır. Şahsi fikrim olarak belirtmek istiyorum ki ülkemiz iyi insanların hatrına ayakta durmaktadır.
Sonuç olarak böyle bir ortamda halk oy verme davranışını mahalli idarelerde sadece ideolojiye göre değil aynı zamanda kendisini beş yıl çok iyi yönetebileceğini düşündüğü kimselerden yana kullanmalıdır. Elbette ki siyasi partiler çeşitli propagandalar yaparak halktan oy almak isteyeceklerdir. Fakat halkımızın, at gözlüklerini bir kenara bırakarak araştırma yapması, çevresinden etkilenmeden kendi kararlarını kendileri vermesi gerekmektedir. Verilen yanlış kararlar hem şehir hem ülke adına beş yıllık süreçte telafisi olmayacak hatalara yol açabilir. O yüzden herkesin bilinçli davranması gerekmektedir. Bireylerin hem şehrinin hem de ülkesinin çıkarlarını düşünmesi bir vatandaşlık görevidir. Ülkemizin girmiş olduğu bu seçim sürecinden sonra uzun bir süreçte seçim olmayacağını bilmek biraz olsun huzur veriyor. Ayrıca seçim sürecinin siyasilerimize, vatandaşlarımıza ve ülkemize olumlu sonuçlar getirmesini temenni ediyorum.