Bu yıl ülkemizde ikinci kez yapılacak olan genel seçimler için geri sayım başladı. Ancak 1 Kasım seçimlerine sayılı günlerin kaldığı bu süreçte milletvekili adaylarındaki tükenmişliksendromu dikkatlerden kaçmıyor.
“MİLLETVEKİLİ ADAYLARINDAKİ TÜKENMİŞLİK SENDROMU”
Siyasi parti Genel Merkezlerinin aday belirleme sürecinden sonra saha çalışmalarına başlayan adaylarda, tutkusuzluk ve bıkkınlığın hakim olduğunu görüyoruz.
Ak Parti, CHP ve MHP’nin seçim beyannameleri ile Milletvekili adaylarının uyması gereken kitapçıklar ve seçim koordinasyon merkezindeki planlamaların arkasından adaylardaki motivasyon eksikliğinin sanıldığından çok daha büyük olduğunu görüyoruz. Çünkü seçim yolculuğunda adaylar “Tükenmişlik Sendromu” döngüsünü yaşıyorlar.
“ESKİLERİN VİTRİNİ”
Ak Parti, CHP ve MHP’nin aday listelerine baktığımızda “Eski Vekillerin” yeniden aday gösterildiği görüyoruz. Adete “40” yılını millet vekili olarak geçiren deneyimli vekillerin , eski kadronun korunması Partiye oy kazandıracak mı gibi bir davranış kalıbı hakim. Oysa ki; aynı şeyleri tekrar tekrar yaparak farklı sonuçlar beklemenin delilik olduğunu dikkate almıyorlar.
DENEYİM RUHLA BÜTÜNLEŞİRSE SONUÇ ALIRSINIZ
Siyasi Parti Genel Başkanlarının aynılıkçı meta programı sonucunda eski kadrolara sıkı sıkıya bağlı kalmalarının sözde açıklamaları “deneyim” oluyor. Bu açıklamaların yüzeydeki yapısı “deneyim” oysaki bilinçaltı düzeydeki derinlerde “aynılık” ilkesi. “Aynı kişi” rahatlık ve güven duygusu verdiğinden eski kadrolarla “yeni vizyon” arayışına giriyorlar. Deneyim içsel dünyanızdaki ruhla bütünleştiğinde amacınıza ulaşırsınız. Aksi halde sadece konfor alanı içerisinde kalmanızı sağlar.
ESKİ KADROLARA BAĞLANIP YENİLERE YOL AÇMAK MI?
Siyasi Parti Genel Başkanlarının Seçim Beyannamelerini açıklarken hepsinin anlaştığı bir şey vardı. Neydi o biliyor musunuz? Gençlere, kadınlara ve yeni sinerji yaratacak siyasi kadrolar için kapılarının açık olduğunu söylemeleri.
Sizce ne kadar inandırıcı? Eski kadrolara sıkı sıkıya bağlanıp yeniye açığız demek tamamen bir tutarsızlık örneği değil mi?
“SUYUN BAŞINI KAPANLARIN YERİ GARANTİ”
Milletvekili adaylarının içsel dünyasındaki tutku ve coşkuların yerini tükenmişlik sendromunun almasının sebeplerinden biriside “Nasıl olsa suyun başını tutan “eski”lerin, yönetim ve adaylıklarının garanti olmasıdır. Tek fark babadan oğula geçecek şekilde olmayışı. Meclis aritmatiğine ve genel başkanların sözde tercihlerine baktığınızda bunu çok rahatlıkla görürsünüz.
SEÇECEK OLAN DA SEÇİLECEK OLANDA YORGUN
Siyasi çalışmalar sürecinde partiler her ne kadar coşkulu ve inançlı olduklarını söyleseler de bunun böyle olmadığı sahada çok açık olarak kendini gösteriyor. 1 Kasım seçimlerine yaklaşırken seçmeninde coşkusuz karamsar ve belirsizlik içinde olduğu çok açık. Seçmen “Bu işten benim çıkarım ne olacak” diye sorarken, seçilecek olan Milletvekili adayları da “Bu işten benim çıkarım ne olacak” diye soruyor. Bir siyasi koç olarak bende diyorum ki; 1 Kasım 2015 Genel Seçimlerinde ülkemizin çıkarı ne olacak?
Milletvekili adaylarının sandığa sayılı günlerin kaldığı şu süreçte tükenmişlik sendromundan çıkıp inanç+güven ve coşkuyla çalışması gerekiyor. Her an her şeyin değiştiği çağda, inancın, coşkusunu ve benliğini ortaya koyanlar fark yaratacaktır.
Seçim yolculuğunda mazeretlerin haklılığı değil başarıların hazzı bizi büyük amaca götürecektir.